1. YAZARLAR

  2. Mehmet Davulcu

  3. Kritik eşikteyiz!
Mehmet Davulcu

Mehmet Davulcu

Yazarın Tüm Yazıları >

Kritik eşikteyiz!

A+A-

Kimisi solduyu der kimisi de sağduyu, sol duyu diyene de sağ duyu diyene de bir çağrım var; bir an durun ve düşünün, toplumu nereye sürüklemek istiyorsunuz diye.

Bilinen emperyalist sömürü oyunlarıyla karşı karşıyayız. O oyunları hepimiz biliyoruz aslında; böl-yönet. ayrıştırma, ötekileştirme ve dahaları...

En çok kullanılan gerekçeleri de biliyoruz. Irk ayrımı, etnik köken ayrımı, coğrafi ayrım, inanç ayrımı, renk ayrımı, dil ayrımı, ideolojik ayrım ve dahaları...

Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşadıklarımıza bakalım. Birileri düğmeye basar basmaz çatışma noktasına geliverdik! Bir yanda, "vur de vuralım, öl de ölelim, ya Allah bismillah Allah-ü ekber, Kıbrıs Türk'tür Türk kalacak" gibi sloganlar, diğer yanda; "faşistler, yobazlar, ülkücüler s....rin gidin"  gibi söylemler... Her geçen dakika azgınlaşan bir uca çekme çabası almış başını gidiyor.

Çağ iletişim çağı, herkesin elinde bir "akıllı" telefon var ve sosyal medya üzerinden vermek istediği mesajı veriyor. Tam bir sosyal medya savaşı var. Herkes kendi kafasına göre birşeyler söylüyor. Diğeri bundan etkilenip karşıtı birşeyler söylüyor. Birçoğu da bilerek ipi  germek için adeta yırtınıyor.

Kendi gibi düşünmeyen herkese,her gruba, her kuruluşa saldırmayı bir kazanım sayıyor. Düzey sıfır noktasında. Hakaret, küfür, aşağılama, ayrıştırma, ötekileştirme tavan yapmış durumda.

Benim bildiğim toplumların silah zoruyla yok edilemeyeceği, ama içten çürütülüp çatıştırılarak dağıtılabileceği gerçeğidir. Biz Kıbrıslı Türk toplumu olarak bunu yaşıyoruz işte. Silah zoruyla yok edilmek istendik ama olmadı. Şimdi bizi birleştiren toplumsal değerlerimizi harcamış, ayrışmış, bir birimizi ötekileştirmiş durumdayız.

Kıbrıs'ın kuzeyinde iç çatışma olmaz demeyin! Cephanelikten farksız bir çoğrafya üzerinde yaşadığımızı unutmayınız! Olur, hem de toplumsal falaketimiz de olur!

Siyasal partilerin birbirini yıpratma amaçlı gayretlerini doğal kabul ederim. Toplumcu Kurtuluş Partisi on yıl aradan sonra yeniden siyasal faaliyete geçtiğinden bu yana mevcut siyasi partilerden yapılan yıpratma, karalama, itibarsızlaştırma amaçlı çalışma ve çabaları da anlarım. Bunlardan siyasi anlamda rahatsız olmam. Tersine, ders çıkarmaya çalışırım.

TKP-YG'nin varlığının birçok siyasi partiyi mutsuz ettiğinin bilincindeyim. Bu partilerin TKP-YG'ye yönelik olarak olumsuz algı yaratma çalışmalarını da onlar açısından dayanaksız bulmam. TKP-YG'nin o partiler için bir tehdih olarak görüldüğünün bilincindeyim. 7 Ocak seçiminin sonuçlarının TKP-YG'yi manipüle edip etkisizleştirme çabalarının önemli oranda başarılı olduğu gerçeğini de görüyorum.

Yine de bir hatırlatma yapmak isterim. TKP-YG siyasal yelpazede merkezi de dışlamayan solun her rengini kucaklayan bir anlayışla çalışmalarına devam etmektedir.

Yöneltilen karalama amaçlı saldırılar TKP-YG'yi ezilen, sömürülen, eğitimsiz bıraktırılan emekçi kitlelere ulaşıp onlarla bütünleşme hedefimizden vazgeçirmeyecektir.

Biz biliyoruz ki, elit ve seçkinci anlayışlarla emekçi kitlelerle ilişki kurulamaz. O anlayış da bir tür ayrıştırıcı, ötekileştirici bir anlayıştır.

Bize göre emekçi, nerede doğduğuna, hangi anadili konuştuğuna, hangi inanca bağlı olduğuna bakılmaksızın sadece emekçidir. Bize göre ölçü, bu yurdun yurttaşı olması ve buradaki üretime katılmış olmasıdır. Demokratik ve toplumsal değerlerle, sınıfsal bilinç yükleme görevi siyasi parti olarak bizim görevimizdir diye kabul ediyoruz.

Biz TKP-YG olarak, sol duyumuzla hareket etmeye, yurdumuzda barışın, demokrasinin yerleşip kökleşmesi, insan hak ve özgürlüklerinin kullanılabilir hale gelmesi ana hedefinini bir an bile olsa gözden kaçırmadan ayrıştırmadan, kimseleri ötekileştirmeden mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.