1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Özipek: Hayat düşündüğünüz kadar zor değil
Özipek: Hayat düşündüğünüz kadar zor değil

Özipek: Hayat düşündüğünüz kadar zor değil

Özipek: Hayat düşündüğünüz kadar zor değil

A+A-

Röportaj: Serkan SOYALAN

Türkiye’de özel bir televizyon kanalının düzenlemiş olduğu ses yarışmasında birinci gelerek göğsümüzü kabartan, ülkemizin başarılı seslerinden Lütfiye Özipek ile müzik yaşamından, gelecek projelerine kadar her şeyi konuştuk.

Kadının doğurgan olmasının başlı başına bir erdem olduğunun da altını çizen Özipek, insanın içinde sanat ve sevgi olduğu sürece, hayatın hiç de düşünüldüğü kadar zor olmadığını söyledi.

Lütfiye Özipek kimdir? Müzik yolculuğu ne zaman başladı?

28 yaşındayım. Lefkoşa'da doğdum. Dört kişilik ailenin küçük kızıyım. Bir ablam var. Babam ayakkabıcılıkla uğraşıyor. Annem ise devlet memurluğundan emekli. Çok hareketli bir çocuktum. İnanılmaz yaramaz, ele avuca sığmayan ve malumunuz ki, hep şarkı söyleyen. Müziğe her zaman meraklıydım ve küçük yaşlardan itibaren müzikle iç içeydim. İlkokulda piyano eğitimi almaya başlamanın yanısıra ülkede faaliyet gösteren bir dernek bünyesinde bulunan Çocuk Korosu'nda da şarkılar söylemeye başladım. Çocukluğumdan itibaren en çok sevdiğim şey şarkı söylemekti. Orta eğitimimi Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'nde anadal viyolonsel, yandal piyano alarak bitirdim. 15 yaşında şan eğitimi almaya başladım.

İlkokulda piyano çalarak şarkı söyleyebileceğimi keşfettim. Piyanoyla beraber sesimi geliştirebileceğimi düşündüm ve piyano ile yoluma devam ettim. Piyano çok sesli bir enstrüman olduğu için benim için her zaman inanılmaz bir keşifti...

Müzik yapmak çocukluk hayalimdi. İlk kez dört yaşında şarkı söylemeye başladığımı hatırlıyorum.

İngiltere'de eğitim almadan önce Kıbrıs'ta eğitim hizmeti veren bir üniversitede jazz eğitimi aldım. Onun ardından İngiltere'de Wolverhampton Üniverstesi'nde pop müzik ve söz yazarlığı lisansımı tamamladım. İngiltere'deki eğitim sürecim, geleceğimin şekillenmesine yönelik olarak aldığım en önemli kararlardan biriydi. İngiltere'de okumanın getirdiği aile ve dost özlemi, yalnızlığı keşfedip, tek başına kalma halini en çok yaşadığım dönemdi. Bu dönemi, 24 saat müzik dinleyip söz yazdığım en verimli dönem olarak nitelemekteyim. Aileme ve memleketime uzaklığın verdiği sabırla üniversiteyi büyük bir verimlilik haline dönüştürdüğüm için çok mutluyum.

Kimleri dinlersiniz?

Bu soru bana her sorulduğunda günlerce yanıt verebileceğimi düşünüyorum. Hızlıca aklıma gelen şeyleri düşünürken, müzik yolculuğuma Radiohead ile başladım. Pink Floyd ile müzik dinlemeye başlayıp, ergenlik yıllarımı Radiohead ile geçirdim. Bu iki grubun bendeki yeri ayrıdır.

O yıllar benim için halen çok önemli ve değerli. Jazz müzik okuduğum yıllarda Jass standartlarına olan ilgim de haliyle arttı. Frank Sinatya’yı muhakkak başucumda bulundururum. Nina Simone’a olan hayranlığım bambaşka...

Türk sanatçılardan Sezen Aksu, Bülent Ortaçgil, Sıla, Jehan Barbur’u dinlemeyi çok seviyorum. Son zamanlarda alternatif akıma ilgi duymaya başladım. Şu sıralar çok sevdiğim alternatif akımda kendimi bulduğum Yüzyüzeyken Konuşuruz da benim için çok değerlidir...

Kıbrıs’ta müzisyen olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Kıbrıs'ta müzik yapmanın zorluğu, birçok ülkeden daha ağır hareketlerle dünyayı takip etmesi... Bu yüzden insanların müziklerdeki çeşitlilik, değişik vizyonları ve algıları keşfetmesi zaman alıyor... Ama güzel müzik yapan, gerçekten emek verip dünyaya açılmak isteyen birçok müzisyen tanıyorum...  Günümüzde internet üzerinden dinlediğimiz, satın aldığımız o kadar müzik var ki; biz bile şaşırıyoruz keşfettiklerimize... Muhakkak zorlukların olduğunu biliyorum, yaşıyorum ve görüyorum ama insanlara iyi niyetlerimizle bir şeyleri aktarabileceğimizi düşünüyorum. Kıbrıs insanının sıcak ve samimi olması her zaman bizim için çok büyük bir avantajdır. Bunu da Kıbrıs’ta her zaman müzik yapmaya devam etmek istememin en büyük sebebidir. Kıbrıs’ta müzik yapmak, bir Kıbrıslı olarak çok büyük bir ayrıcalıktır

Yakın ve uzun dönem için planlarınız nelerdir?

Yakın dönemde Türkiye'de bir single çıkarmayı hedefliyorum. Uzun dönemde ise, her müzisyenin hayali olduğu gibi bir albüm çıkarıp, albümümle turneye çıkıp, çok daha büyük kitlelere ulaşmak istiyorum.

Lütfiye Özipek boş zamanlarında neler yapar? Hobileriniz nelerdir?

En büyük hobim, vaktim oldukça yeni müzikler araştırmaktır. Evde boş vakit bulabildiğim oranda saatlerce yeni müzik dinleyebilirim. Bunun yanısıra vakit buldukça konserlere gitmekten büyük keyif alıyorum ve tabii ki spor yapmak hobilerim arasındadır.

Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, gün dolayısı ile bir mesaj vermek istesek neler söylersiniz?

Emekçi Kadınlar Günü’müz onurlu ve gururlu bir gün… Öncelikle en büyük emekçilerimiz annelerimize teşekkür etmek istiyorum. Asla haklarını ödeyemeyeceğimiz emekleri için minnettarım. Bunun yanında kadınların doğurganlığı başlı başına zorlu ve önüne geçilemeyecek kadar kudretlidir, en büyük emek annelerimizden biz insanlara geçmiştir, emek vermek demek tüm bir hayat demek.

Hepimiz her şeyden önce annelerimizden bunu öğreniyoruz, sanırım, sonrasında her şey için emek veren dünyadaşlarım, emekçi tüm kadınların onur gününü gururla yineleyerek kutluyorum.

Emek günü kutlu ve hep onurla, saygıyla olmasını dilerken de tüm annelerimizin bize verdiği emekler için teker teker saygıyla önlerinde eğilirim.

Okuyucularımıza son olarak neler söylemek istersiniz?

Bana bu fırsatı sunduğunuz, gazetenizde bana yer verdiğiniz ve ilginiz için teşekkür ederim. Benim için hayatta en önemli şey sevgidir. Sanat ve sevgi olduğu sürece, hayat hiç de düşündüğümüz kadar zor değildir.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.