1. YAZARLAR

  2. Psikolog Gül Yılmaz

  3. Sahibini Isıran Öfke
Psikolog Gül Yılmaz

Psikolog Gül Yılmaz

Yazarın Tüm Yazıları >

Sahibini Isıran Öfke

A+A-

Mutlu olmak, üzülmek, gülmek, korkmak, ağlamak, aşık olmak vb. hisler gibi öfke de insanın doğası gereği var olan hisler içerisinde yer almakta. Nelere ve kimle güldüğümüz, hangi durum da korktuğumuz ya da üzüldüğümüz karakterimizin ve hayatımızın en önemli parçalarıdır. Bizi biz yapan his ve duyguların içerisinde öfke de normal olarak yer alan hisler içerisinde gelmektedir.

Hayatın tüm gerçeklerinin içinde yer alan sevinmek veya üzülmek gibi hislerimizi yaşamımızdan çıkartamayacağımız gibi zaman zaman bizlere fazlasıyla zarar veren öfkeyi de hayatımızdan çıkarmamız ne yazık ki mümkün değil.

Peki bizi olumsuz etkileyen hatta küçük bir durum da bile tüm günümüzün negatif duygularla dolmasına neden olan öfke ile ne yapmalı ve nasıl başa çıkmalıyız.

Öncelikle her birimizin duygularının birbirimizden farklı olduğunun bilincine varalım. ‘Neden bu kadar öfkelendin? Bu kadar kızacak ne vardı?’ gibi cümleler ile çevremizi hatta kendimizi bile yargılayamayız. Başkaları ile aynı konuya sinirlenmemiz, özellikle de bir başkası ile son derece tehlikeli olan öfke duygusunu paylaşmamız gerekmiyor. Siz başkaları ile aynı mısınız? Duygularınız aynı mı?

Yakınlarınız ile paylaştığınız sevinçli anları düşünün, içten kahkaha attığınız anları… Bir de başkasının öfkesinden dolayı negatif geçen anlarınızı… Yaşadığımız anın içinden kiminle neyi yaşamak istediğimiz ve hangi yolu seçtiğimiz tamamen bize ait bir karardır. Fakat bu kararlarımız sırasında sevinçli anları yok saymadığımız gibi öfkelendiğimiz durumları da yok saymak son derece manasız bir karar olur. Çünkü onu yaşamalı ve kabul etmeliyiz. Burada önemli olan her birimizin duyguları, hisleri birbirinden farklı olduğu gibi bunları yansıtma tarzlarımızın da farklı olduğudur.

Öncelikle bizi öfkelendiren durumu o an yaşadığımız duyguyu bir önümüze serelim, bir yaşayalım. Sonra onun tesellisini onarımını da yaparız. Unutmayalım ki bunun onarımını yapmak için öncelikle onun var olduğunu kabul etmemiz gerekli.

Olumsuzlukların var olduğunu kabul etmeksek eğer ki sürekli onlardan kaçmamız gerekir. Kaçmak ise hiçbir duruma asla çözüm olamaz. Her gelen olumsuzlukta, başkasının öfkesinden dolayı maruz kaldığınız saldırılar da kendinize duvar örerseniz bir süre sonra kendinizi dört duvarın içerisine hapsetmiş olursunuz. Oysaki dört duvarının arasın da kalmaktansa açık alanda kalmak gibi bir seçenekte sizin elinizdedir. Açık alan da üzerinize oklar da gelebilir, kelebekler de hangisine ne şekilde karşılık vereceğiniz, geçen anları nasıl yaşayacağınız tamamen size kalmış.  

Hayatımız içerisinde öfkeye öfkeyle karşılık verirsek, onu bayırdan aşağı yuvarlanan kartopu gibi devleştiririz. Çünkü öfke vahşi bir hayvan gibidir, öbür öfkelerin etiyle beslenir. Siz yaprak verdiğinizde ise aç kalır. Siz ona karşılık vermediğiniz sürece oda size zarar veremez, hayatınızı olumsuzluklar ile etkileyemez. Unutmayın ki öfke sadece sahibine zarar verir. Öfkeyi hayatınızın kapısından içeri sokmaz, size öfke ile yaklaşanlardan ise uzak kalırsanız açık alanlar da sadece sakinliği ve huzuru hissedebilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum