Sesimiz artık Avrupa Parlamentosunda!
AP seçimleri de yapılmış oldu.
Kıbrıs Türk tarafı olarak katılım oranı gerçekten de çok düşük oldu.
Bu sayının düşük olması ve 80 bin seçmen olan sayımızın sadece 5600 kişinin oy kullanması gerçekten de üzücü bir şeydir. Fakat bunun yanında AB'nin vermiş olduğu hakları da kaçırmıyoruz.
Çocuğun Avrupa ülkesinin herhangi bir yerinde okuyacak hem de AB'nin vermiş olduğu burs hakkı ile hemen bu işin üstüne atlıyoruz. Gerek eğitim hakkı olsun, gerekse diğer AB'nin verdiği tüm hakları kaçırmıyoruz. Ama vatandaşlık görevi diye sandıklara sadece 5600 kişi gidiyor. AB vatandaşlık görevini ne yazıktır ki yapmıyoruz.
Sadece bireysel çıkarların peşinde koşturmakla kendimizi AB vatandaşı olarak adlandırmak doğru değildir ve olamaz da!
Yapılması gereken Kıbrıs Türkü olarak güçlü bir şekilde sandıklara katılmaktı. Ama maalesef bunu yapmadık.
Bir oy kullanmanın bu kadar zor bir şey veya korkulacak bir şey olmadığını da göremedik ne yazıktır ki.
Katılım yaklaşık yarımız kadar olmuş olsaydı işte iki tane daha vekil kazanmış olacaktık.
Ama bunu yapmayarak pazar günü bu tarihi günü öldürmüş olduk.
Kazanan Niyazi Kızılyürek Rum halkının vermiş olduğu oylar sayesinde olmuştur. Bu da tabi ki beni sevindirdi.
Artık AB parlamentosunda bir Kıbrıslı Türkün de yer alacağı ve her türlü hakkın orada temsilcisi olacağı gerçeğini yakalamış olduk.
Güçlü bir Akel seçmeleri sayesinde bugün Niyaz Kızılyürek bizlerin yolunu açmış oldu.
Artık AB de bir sesimiz vardır.
Bir temsilcimiz vardır.
Öyle gözlemci olarak değiliz orada.
Orada söz ve hak sahibi gerçek temsilcimiz söz konusudur.
Her türlü hakkımızı orada savunacak bir temsilci mevcut olmuştur.
Artık ülkede yani Kuzeyde herhangi bir haksızlık vuku bulduğu zaman bunun üzerine gidecek bir seçilmiş vekilin olduğu gerçeği vardır. Her türlü AB hakkına aykırı bir durumun yanında duracak ve bizleri de savunacak gerçek anlamda bir vekilimiz mevcut olmuştur.
Kıbrıs türkünün sesi ve soluğu artık AP de atmış olacaktır. Bu da şunu göstermiş oluyor ki artık bu ülkede tekrardan birlikte yaşamamız söz konusudur. Bakınız Akel'in bir Kıbrıslı Türkü listesine katması ve Rum seçmelerinde onu seçmesi demek oluyor ki birlikte yaşamanın artık mümkün olduğu gerçeğidir. Bu da bizler için iyi bir başlangıç olmuştur. Bir Türkün seçilmesi ve üstelik de bu Türkün Rum vatandaşlar tarafından seçilmesi artık bu ülkede birlikte yaşamımızın mümkün olduğu demektir.
Evet attık Kıbrıs cumhuriyetinin vermiş olduğu hakları birlikte kullanmak koşulu ile bir anlaşmanın mümkün olduğu da bu şekilde ortaya çıkmış demektir.
Sanırım bundan sonra Akel ve Niyaz Kızılyürek, birlikte yaşamak ve var olmak için her türlü adımı atarak burayı işgal altından kurtarmak adına harekete geçmiş olacaklar.
Yolumuz aydınlık olsun!
YAZIYA YORUM KAT