Yeme bozuklukları içinde yer alan konulardan biri olan anoreksiya nervosa hastalığı, yeme davranışında önemli derecede bozulmayla birlikte, bedensel belirtileri ön planda tutulsa da, ileri seviyede ruhsal bir sorunla birlikte görülen bir hastalıktır. Tamamen ruhsal bir hastalık olan bu durum, sıklıkla genç kızlarda daha sık rastlanılan bir durumdur. Nedeni tam olarak saptanamayan bu hastalığın karmaşık belirtileri başlıca şu şekildedir: aşırı kilo kaybı, zayıf bir görünüm, düşük kan değerleri, düşük tansiyon, baş dönmesi, uykusuzluk, adet düzensizliği, saç ve tırnaklarda sağlıksız görünüm, aşırı yorgunluk, cinsel isteksizlik, aşırı spor yapma isteği, keskin diyetler, depresif ruh hali, antisosyal davranışlar, yemek yedikten sonra hemen kusma istği, bol kıyafetler tercih etme, anemi, kalp ve böbrek rahatsızlıkları, ölüm gibi sonuçlar doğurabilmektedir. Bebeklik ve çocukluk döneminde yanlış beslenme davranışları ilerleyen dönemlerde anoreksiya riskini arttırabilir. Utangaç, depresif, boyun eğen, obsesif kompulsif kişilik bozukluğuna sahip gençlerde hastalık daha sık görülmektedir. Kişide ortaya çıkabilecek bu fiziksel ve davranışsal değişikliklerin kendisi yada yakınları tarafından erken farkedilmesi, hastalığın ciddi sonuçlara maruz kalmadan tedavi edilebilmesini önemli ölçüde etkilemektedir.

TEDAVİSİ

Hastanın yaşı, tıbbi geçmişi ve görülen semptomlara göre uygulanacak tedavi planı değişiklik göstermektedir. Ancak ilk olarak hastanın durumu kötüleşmeden bir uzmana başvurmak en doğrusudur. Tedavi süreci genellikle tek bir doktorla yürütülmemektedir. Örneğin; psikolog, diyetisyen birlikte yürütmesi gibi. Hem tedavi öncesi hem de tedavi sırasında hasta, birçok zorluklarla karşılaşabilir. Anoreksiyaya karşı onaylı bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Ancak, depresyon tedavisinde kullanılan bazı antidepresanlar zaman zaman anoreksiya tedavisinde de kullanılmaktadır. Hastalığın sebep olduğu fiziki komplikasyonlar hızlı çözülse de, kişinin içinde bulunduğu psikolojik durumun iyileşmesi zaman alabilmektedir. Burada önemli nokta; iyileşmeye ve kendimize olan inancımız ve tabi ki psikoloğumuzla olan işbirliğimizi devam ettirmemizdir.