Belirlemiş oldukları asgari ücret resmen çalışanın emeğine, alın terine karşı yapılan bir büyük hırsızlıktır!

Emek hırsızlığı, yapılan  hırsızlıkların en büyüğüdür!

Ama ne gayle değil mi!

Onların kasaları dolsun da emekçiler açlık sefalet içerisinde olsunlar. 

Vahşi kapitalizmin en acımasız bi şekilde ülkede her alanda devam etmektedir. 

Emek ve emekçinin sömürülmeye devam etmesi o babaların her gün daha da zengin olduklarını hep birlikte yaşayarak görmekteyiz. 

Onların haklarını çalan sermaye ve onların hükümeti alın terine ve emekçinin ekmeğine, yaşamına bu şekilde birlikte saldırmış oluyorlar. 

Neden?

Neden açıktır!

Çünkü hükümet edenlerin çoğu bu sermayenin içerisindedir!

Onlarda patrondurlar!

Onlarında büyük iş yerleri vardır!

Korkunç servetlere sahiptirler!

Bizlerin hayal edemeyeceği servetlerdir bunlar!

Evet.

Bunların isimlerini burada teker teker yazmaya sanırım hiç gerekmez!

Başbakandan tutunda, bakanlar ve bunların yanında vekiller de bunlara değildirler!

Yani açıkçası halkın ekmeğine yaşamına birlikte el koymuş oluyorlar!

Onlar ülke insanının refahına, geleceğine sahip çıkması gerekirken; tam tersi asgari ücreti sefalet olarak yada açlık sınırının altında tutarak belirliyorlar. Çünkü kendi sermayelerini ve banka hesaplarını daha da şişirmek, daha da zenginlik elde etmek için!

Ne demek çalışanın maaşını yaşam şartlarını gözetmeyerek bu insanları açlığa terk etmek.

Bu insanların alın terlerini çalmak!

Oysa ülkenin Anayasası diyor ki, her vatandaş bu ülkede insanca yaşama hakkına sahiptir!

Çünkü Sosyal Devlet anlayışı vardır!

Peki bu Sosyal Devet anlayışına birinci derece uyması ve de hayata geçirmesi gerekenler; yani seçilmişler, hükümet edenler, Sosyal Devletliğe neden uymuyorlar!

Çünkü kendileri yaşayacak!

Hem de öyle böyle de değil!

Büyük yaşayacaklar!

Hem de çok büyük!

O yüzden asgari ücreti her zaman açlık sınırının altında belirliyorlar. 

Sizden çalarak, sizden götürerek!

Ne doyumsuzluk bu!

Ne doymak bilmezlik bu!

Adam çocuğunun altına 20 milyonluk Ferrari çekiyor!

Kimin parasıyla?

O emekçinin pek tabiki de!

Yok muş asgari ücreti yüksek belirlemeye kalkarlarsa bunun altından çıkamayacaklar!

Haklıdırlar, çünkü 20 milyonluk Ferrari alamayacaklar çocuklarına!

Bankadaki hesapları da şişmeyecek!

Villaları da artmayacak!

Ve daha neler neler!

Ha bi de küçük esnaf, asgari ücretin yüksek belirlemesiyle birlikte bunu kaldıramaz, batar ya da işçi durdurmasına gider diyorlar. Evet, onunda yolu vardır toplanan vergiler var! Bi de adaletli vergi anlayışının hayata geçirilmesi var! Çok kazanandan çok, yani adam şatafatlı bi şekilde yedi göbek bunun içerisinde yaşam sürecek ama iş vergiye gelincede hiç vergi vermeyecek ya da devede kulak verecek! İşte bu olmaz!

O yüzden bir vergi adaleti sağlanırsa; devlette o küçük işletmelere bu şekilde destek sağlayarak, hem çalışanları, hem de işletmeleri ayakta tutmuş olur.

Kısacası; yeterki adaletli bir şekilde devlet sistemi oluşturulsun!