Ülkede korkunç derecede pahalılık söz konusudur.

Bu pahalılık karşısında gerçekten de ezilen kesim asgari ücretle çalışan ve onun da altında çalıştırılan insanlardır.

Sürekli şekilde bu insanlar hep sömürülür diye yazar dururuz. 

Ama ne olur? 

Hiçbir şey. 

Pahalılık bu kesimi vuruyor da bu kesim için bir şeyler yapalım da günahtır, yazıktır bu insanlara diyen piyasa yok. 

Sermaye bu konuda bu insanların rahatlamaları adına, yaşamaları adına, geri adım atıp da bu insanlara yardımcı olmuyor. Yani bir yerde hep bana demeye son verilmesi gerekir. Yaşadıkları o mükemmel yaşantılarından birazcık da bu insanlara fırsat vermelidirler. O mükemmel sayılan ve de ömür billa bu insanların görmeyecekleri bu yaşantılarından bu insanlara bir nebzecik de olsa verseler olmaz mı? 

Yani bu sermayenin kâr üstüne kâr etmesi doğru mu?

Fazla kâr ederek bu insanları yaşamlarından etmeleri doğru mu?

Ülkede bu şekilde çok kötü bir piyasa oluşturuldu.

Pahalılık o kadar artırıldı ki olan artık asgari ücrete ve ondan düşük maaş çeken kesimlere oluyor. Sermaye kesimi kendi hayatından biraz olsun geri adım atmıyor. Lüks hayatın devamı adına bu şekilde piyasayı dilediği şekilde tutmaya devam ediyor. Patronlar büyük kâr altında olan ve bu kârın da devamı için piyasaya bu şekilde hakim kılınmış oldular. Aslında bu kâr oranı değildir. Bu açıkça haksız kazanılan kazancın acı bir gerçeğidir. Yaşanan bu mükemmel hayatları da bu haksız yapılan kazançların ürünüdür. Bu da asgari ücretli ve onun altında çalıştırılan insanların haklarını ve kazançlarını çalmalarının acı gerçeğidir. 

Sermaye babaları hem asgari ücreti belirleyecek, hem de piyasaya da istediği gibi hakim olacak ve tabi ki böylelikle de servetlerine servet katmış olacak. 

Yani açıkçası bu insanların sırtından kazanacaklar.

Böyle şey mi olur.

Sermaye bu şekilde yoksul sayılan bu insanların sırtından zengin olmaya daha da devam etmiş olacak. Bu şekilde ülkede oluşturulan bu sistem devam edecek. Hükümet değişiyor ama yaratılan bu sermayenin düzeni bu şekilde devam ediyor. Düzen dün olduğu gibi bugün de ayni şekilde sermayenin düzeni olarak gidiyor. Ne acıdır ki buna da çanak tutan koalisyon hükümet'i söz konusu oluyor. Yani hükümet emeğe değil, sermayeye sahip çıkmış oluyor.

Ülkede sermaye zarar ediyor yalanı ile bugün asgari ücreti hep düşük tutarak insanları çalmaya devam ediyorlar. 

Zarar gören sermaye bugün arka arkaya şirketlerini çoğaltıyor. 

Bu nasıl olur? 

Zarar eden sermaye her gün nasıl büyür değil mi?

Bu da onların yalanları işte.

Yalanlar üzerine bu şekilde bir düzen kurdular. 

Bu düzen sayesinde onlar hep kazanmış oluyor. 

Bu şekilde büyük çoğunluğun sırtına basarak ve bu insanları bu şekilde çalarak düzenlerini hep sürdürmüş oluyorlar. 

Patronlar daha da zengin olurken, asgari ücretli daha da sefalet içerisinde kalıyor.

Evet.

Asgari ücrete bu şekilde mahkum bırakıldı bu insanlar.

Bu insanların yaşamlarını açıkça patronlar çalarak yollarına devam ediyor.

Servetlerine servet katıyor.

Peki ne olacak?

Bu insanları kim koruyacak?

Kim kurtaracak?

İşte TKP YG olarak bizler varız. 

Bunlar için yola çıktık. 

Vakit bunlara hesap sormak vaktidir. 

Sandıklarda seçmen oyu ile tüm bunların hesabını soracaktır.