1. YAZARLAR

  2. Muhammet Gözay

  3. Aynı Noktada İki Ölüm: Sorumluluk ve Hesap Sorulması Gereken Bir Durum
Muhammet Gözay

Muhammet Gözay

Yazarın Tüm Yazıları >

Aynı Noktada İki Ölüm: Sorumluluk ve Hesap Sorulması Gereken Bir Durum

A+A-

Son iki ay içinde, Lefkoşa-Güzelyurt Anayolu'nda meydana gelen iki yaya ölümü, hem trajedi hem de yöneticilerin sorumsuzlukları açısından gözler önüne serilen bir acı gerçeği ortaya koymuştur. 

22 Aralık 2024 tarihinde, yaya Hüseyin Ulu'nun yaşama veda ettiği bu karanlık ve tehlikeli yol, pek çok insanı derinden etkileyen bir olay olarak hafızalarda yer edinmişti. Bununla birlikte, geçen gün yine 24 yaşındaki genç Ahmet Can Kepenek’in benzer bir şekilde hayatını kaybetmesi, aynı noktada yaşanan bu trajik olayları yeniden gündeme taşıyarak daha fazla tartışmaya yol açtı. Bu iki ölüm, Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı ve onun yönetimindeki Karayolları Dairesi'nin sorumluluğunu sorgulamayı zorunlu kılmaktadır. Bu olayların yaşandığı yerde, yeterli ışıklandırmanın olmaması ve yetkililerin bu konuya karşı kayıtsız kalması, kamu güvenliğini hiçe sayan bir tutumun göstergesidir. 

İki ölümün ardından bile herhangi bir önlem alınmaması, durumu daha da trajik hale getirmekte ve toplumsal bir infiale yol açmaktadır. 

Böyle bir üzücü olayın ardından halk nezdinde hassasiyet beklenirken, yönetimin sessizliği kaygı verici bir durum haline dönüştü. 

Sosyal medyada bu konu hakkında yapılan yorumlar, halkın derin bir öfke ve hayal kırıklığı içerisine girdiğini göstermektedir. Özellikle “Nereye gidiyor o kadar vergi?” gibi sorular, kamuoyunda ciddi bir tartışma başlatmıştır. 

Yıllardır ödenen yol paralarının nereye harcandığı, halk tarafından merak edilmekte ve bu ödemelerin sonucunda beklenen hizmetlerin verilmemesi, büyük bir hayal kırıklığı yaratmaktadır. 

Ölümlerden sonra sorumlu bir anlayışın ortaya çıkmaması ve bu tür olayların sorumlularının hâlâ görevde kalması, halkın güvenini sarsan bir durum olmayı sürdürmektedir. 

Toplum, yaşanan bu cinayetlerin sorumlusunun yöneticiler olduğunu açıkça belirtmektedir. Özellikle bakanların ve diğer üst düzey yetkililerin bu tür trajik olaylardan sonra derhal istifa etmemesinin, sosyal adalet anlayışını zedelediği gibi, halkın sorunlarına karşı bir dikkatsizlik göstergesi olduğu da ortadadır. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin sorumluluklarından kaçmalarının bedelini, masum insanların hayatları ödemektedir. İnsanların güvenliğini sağlamak ve böyle acı olayların bir daha yaşanmaması için, halk olarak artık sessiz kalmama gerekliliği ortaya çıkmaktadır. 

Sorumluluk duymayan ve halk sağlığını hiçe sayan bir yönetim anlayışına karşı çıkmak; yaşanan bu ölümlerin bir daha tekrarlanmaması için, bireyler ve topluluklar olarak sokağa çıkmak ve sesimizi duyurmak son derece önemli bir adım haline gelmiştir. 

Bu nedenle, toplumun her kesiminin bu duruma karşı duyarlı olması ve gerekli tepkileri göstermesi elzemdir. 

Sonuç olarak, bu tür olayların bir daha yaşanmaması adına acil değişiklikler yapılmalı, yetkililerin üzerine düşen sorumlulukları alması ve halkın güvenliğinin öncelikli hale gelmesi sağlanmalıdır. 

İnsanın hayatı, para ve makamdan çok daha değerlidir. 

Bu bilinçle hareket etmek ise hepimizin ortak sorumluluğudur. 

Her birey, yaşanan trajedilere karşı bir sorumluluk hissederek toplumsal bir dayanışma içinde olmalı, daha güvenli ve insana saygılı bir yaşam için sesini yükseltmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.