Sevgili Kıbrıs Türk Halkı, son dönemde ortaya çıkan gelişmeler, bizleri derin bir düşünce ve sorgulama sürecine itmektedir. 

Merkez Bankası için yapılan yeni bina ihalesinde yaşanan skandallar, toplum olarak karşı karşıya olduğumuz sorunların yalnızca bir yansımasıdır. 

İhaleye sahte evrak düzenleyerek katılan müteahhitlerin tutuklanması, Kıbrıs Türk toplumunun uzun yıllardır tahammül etmek zorunda kaldığı sahtelik ve yozlaşmanın en son örneğidir. 

Ülkede sahte belgeler, sahte diplomalar ve sahte paralar gibi birçok sorun, maalesef ki günlük hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Bu durumu kabullenmek, toplumsal ve ekonomik gelişimimizi engelleyen ciddi bir tehlikedir. 

Sahtecilik, yalnızca bireysel düzeyde değil, aynı zamanda kurumlarımızın güvenilirliğini de zedeler. Bu durum, toplumda adalet duygusunu zayıflatmakta ve halkın devlete güvenini sarsmaktadır. 

Sık sık gündeme gelen sorulardan biri, yeni bir merkez bankası binasına neden ihtiyaç duyulduğudur. Acil ihtiyaçların ardında sağlık ve eğitim gibi temel alanların durmakta olduğunu belirttiğimizde, bu süreçleri sorgulamak son derece önemli hale gelmektedir. 

Kıbrıs Türk halkının yaşam standartlarını yükseltmek için hastanelere, okullara ve sosyal hizmetlere yönelim gerektiği, yadsınamaz bir gerçektir. 

Merkez Bankası'nın mevcut binası yeterliyken, neden öncelikle halkın ihtiyaçlarına cevap verecek projelere yönelmemiz gerektiğini tekrar hatırlatmakta fayda var. 

Son yıllarda yapılan külliye ve cami projeleri, toplumun gerçek ihtiyaçlarıyla örtüşmüyor. Bu projeler, kaynaklarımızın verimli kullanılmadığını ve alt yapının iyileştirilmesi yerine gösterişli yapılarla toplumumuzun gözünün boyanmak istendiğini düşündürüyor. Önceliğimiz, halk sağlığı, eğitim ve sosyal adalet olmalıdır. 

Tarihimiz boyunca sayısız zorluklarla başa çıktık, fakat şimdi bir kez daha uyanmalıyız. Toplum olarak, yanlış uygulamalara karşı durmak, haklarımızı savunmak ve gerçek ihtiyaçlarımız doğrultusunda sesimizi yükseltmek durumundayız. 

Hiçbirimiz, sahte belgelerle ve yolsuzluklarla dolu bir geleceği hak etmiyoruz. Bu sebeple, Kıbrıs Türk halkına çağrıda bulunuyorum: Harekete geçin, sesinizi yükseltin ve gerçek ihtiyaçlarınızı talep edin. 

Birlikte durduğumuzda, daha adil, daha sağlıklı ve daha gelişmiş bir toplum inşa edebiliriz. 

Unutmayın, değişim sizlerle başlar.