Evet, Zeki Beşiktepeli hocamızı...

Duyduğum zaman inanamadım... 

Dedim olmaz, olamaz...

Meğerse doğruymuş...

16 Temmuz günü gerçek mücadeleci ve de kıbrıslılığından aslan ödün vermeyen Zeki hoca, hayata gözlerini kapadı... 

Beşiktepeli hocanın ömrü hep kendi evimize sahip çıkmakla geçti...

Kavgası bu topraklar içindi...

Bu topraklarda esas Kıbrıslı'ların yaşaması içindi...

Yaratılan bu statükoya hep karşı durdu...

Kıbrısın kuzey'inin işgal altında olduğunu her zaman söyledi, her zamanda vurgulamıştı... 

Burada Türkiye'nin bizleri asimile ettiğini... 

Burada açıkça bir nüfus aktarımı ile bizleri yok ettiğini her zaman dile getirdi... 

Gerçek anlamda bir yurtserverdi Zeki hoca... 

Yurduna sevdalı bir yürekti.. 

İnsanına sevdalı bir yürekti...

Onun için Kıbrıslı kimliği diyordu...

Onun için Türk, Rum, Maronit değil, Kıbrıslı diyordu...

Kesinlikle garantörlerin bizleri birleştirmek için değil, bizleri bölmek için olduklarını hep vurgulamıştı... 

Garantörlügün böl ve yönet olduğunu açıkça dile getiren gerçek bir yurtseverdi... Zeki hoca... 

Hiç bir zaman kıvırmayan, hiç bir zaman da birilerine yaranmayan gerçek mücadeleci ve de önder sayılan birisiydi biz Kıbrıslılar için...

Ayrıca onun konuşmaları ve Kıbrıs ağzı, tam anlamıyla Kıbrıslı olduğunu ve şivemizden de geri durmadığı gerçeğini de göstermiştir... 

Ve sürekli ne diyordu Zeki hoca:

Benim evim de toprağım da güneyde Melandradadır...

Burada oturduğum evin sahibi değilim...

Verilen tapuların hiç bir hükmü de yoktur... 

Çünkü ortada uluslararası hukuka aykırı bir yapı vardır ve esas geçerli olan orijinal Kıbrıs cumhuriyetinin tapularıdır...

Yalan mıydı?

Hiç de değil!

Ve yine güzelce özetliyordu Zeki hoca mal mülk olayını...

1974'de savaş çıkıyor ve savaştan sonrada alınan topraklar bizimdir deniliyor... 

Böyle birşey olabilir mi?

Olması mümkün mü?

Dünya hukuku bunu kabul etmez!

Zaten etmesi de mümkün değil diyor... 

Yani ben gelecegim evine, seni tekme tokat dövüp evinden atacağım ve evinin sahibi olacağım, bu mümkün mü diyor Zeki hoca? 

Mümkün değil! 

İşte bu da onun gibi bir şeydir diyor...

Türkiye gelecek, toprağa sahiplenecek ve bizimdir diyecek... 

Diyemez, zaten işgalci olarak burada olduğunu dünya hep söylüyor diyor...

Evet, Zeki hoca Kıbrıs cumhuriyetinin yıkılmadığını ve bu cumhuriyetin de devam ettiğini her zaman söyleyen ve savunandı... Kıbrıs Cumhuriyetin vermiş olduğu her türlü ortaklık haklarımızın üzerine gidilmesini ve bu haklarımızın da alınmasını hep dile getiren ve dünyadaki yerimizin de bu cumhuriyette söz konusu olduğunu her zaman söyleyip savunmuştur... Ama ne varki böl ve yönet diyenlere hizmet edenler ve yaratıkları bu korsan düzeninden nemalanmaya çalışanlar, birlik halinde haklarımızı ellerinin tersi ile itmişler ve dünyada hiç bir zaman kabul görmeyecek bu sahte yapıya onay vererek bir toplumun yok edilmesini bu şekilde yerine getirmiş oldular...

Evet, gerçek bir yurtsever, gerçek bir KIBRIS'LI, ilerici, aydın, mücadeleci ve BARIŞ aşığı bir değerimizi, Zeki Beşiktepeli hocamızı kaybettik, çok üzgünüm çok...

Bu ölümü olmadı...

Bu ölümü yakışmadı..

Zamansız bir ölüm bu...

Daha çok erken bir ölüm...

Olmadı sevgili hocam, olmadı... 

Işıklarda kal... 

Seni asla ve asla unutmayacağız, unutturmayacağız... 

Ve son olarak Zeki hocamın sözleri ile yazıma noktayı koyuyorum:

"Kıbrıs sorununun böyle kalmasını istemelerinin ana sebebi yasa dışı işlerden elde ettikleri geliri kaybetmemek için bugünkü yapıdan  yanadırlar. Çünkü  gerek Türk yöneticiler gerekse burdaki yöneticiler ve küçük bir azınlık milyarlarca dolar kazanıyorlar. Bizler bunun farkında olduğumuz içindir ki Kıbrıs sorunu SOKAKTA MÜCADELEYLE ÇÖZÜLECEK DERİZ. AMA TÜM TOPLUM ŞUNU ÇOK İYİ BİLMELİDİR Kİ ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN ANA SEBEBİ BİR AVUÇ İNSANIN BUGÜNKÜ YAPIDAN DOLAYI, CEPLERİNE MİLYARLAR KOYMAKTADIRLAR. ÇÖZÜM DEMEK HUKUK SİSTEMİNİN İŞLEMESİ DEMEKTİR. BU DA BU İŞLERLE ÜĞRAŞAN YÖNETİCİLER VE BAREYALARI'NIN KAYBETMESİ DEMEKTİR. YOKSA RUM TÜRK MESELESİ DİYE GÖSTERMEYE ÇALIŞTIKLARI SORUN YASA DIŞI PARADIR."