1. YAZARLAR

  2. Zafer Kurtuluş

  3. Boşuna Şener Levent dostum...
Zafer Kurtuluş

Zafer Kurtuluş

Yazarın Tüm Yazıları >

Boşuna Şener Levent dostum...

A+A-

2 Temmuz 2018 Polis örgütünün 54. Yıl dönümüydü...
Resepsiyon düzenlendi...
Cumhurbaşkanı AKINCI resepsiyona katıldı...
Akıncı, Polis Genel Müdürü Mannavoğlu ile bayağı sohbet etti...
Afrika gazetesi haberi manşetten verdi...
Haber manşetten soru olarak verildi...
Akıncı, o soruyu sordu mu? diye...
Yani Afrika gazetesine saldıran 9 kişinin akıbeti...
Bu dokuz kişi neden halen daha tutuklanmıyor?
Elleri kolları sallanarak dolaşıyorlar açıkçası...
Kimdir bunlar?
Güçleri ne?
Yoksa bunlara dokunulmaz mı?
Dilediklerini yapacaklar ve bunlara kimse hesap sormayacak...
Bu ne biçim bir anlayıştır...
Ama haklıdırlar, burası gerçek anlamda bir devlet sayılmaz ki!
Burası alt bir yönetimdir...
Altta olan işler ile uğraşılır...
Buraya kadarsın denildi çünkü...
Anlayacağınız, boşuna Cumhurbaşkanı var...
Boşuna hükümet var...
Ve tabi ki meclis...
Nereye kadar gideceğimizi belirlediler bizlere...
Ne yargı ileriye gidebilir...
Ne de adalet!
Adalet terazisi maalesef üst yönetimin elindedir...
Üst yönetim nasıl isterse o şekilde tartar...
Üst yönetim yani Türkiye!
Bakınız halen daha ateş kes idaresindeyiz...
Ve hiçbir parti çıkıpta dur demez buna...
Hepside kabullendiler bu şekilde idare edilmeyi...
Hiç kimsenin cesareti çıkmıyor ateş kese ve onun maddesinin kaldırılması için söz söylemeye...
Tüm vekiller yüreksiz...
Cesaretsiz...
Sadece o mecliste kukla olarak Türkiye'nin söylediklerini onaylarlar ve kabul ederler...
Her neyse...
Şener Levent dosttan başladık ve nereye geldik değil mi?
Ama maalesef işin özü zaten buradadır...
Buranın idaresine sahip olan Türkiye'dedir...
Yapılanların sorumlusu odur...
Ama dediğim gibi bir yürekli milletvekili çıkıp da bunları o mecliste söylemiyor...
Hepside maaş çeker ve böylece bu şekilde yollarına devam ederler...
Onların kavgaları kurtuluş değil!
Var olmak değil!
Esaret altında kalmaktır!
Akıncı'ya verilen yetki nereye kadarsa o oraya kadar konuşur...
Öyle dilediği gibi konuşamaz...
Hele de polis örgütünün yıl dönümünde sorar mı hiç o soruyu?
Sormaz!
Manavoğlu'nun tadını mı kaçırsın?
Yapmaz bunu, çünkü yetkisi yok!
O alt yönetimde...
Bu işin üst yönetimi var...
Yetkisi kadar konuşur ancak...
Yetkisi bir yere kadardır...
O yerden öteye geçemez...
Keşke diyorum Akıncı, çıkıp da bu gerçekleri topluma söyleye bilse...
Dürüstçe, mertçe...
Ama nerede değil mi?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.