Toplum olarak yaktığımız elektrik enerjisini ödüyoruz. Ödüyoruz, çünkü ödemezsek enerjimiz kesilir. Hiç kimse gözümüzün yaşına bakmaz. O yüzden ilk iş olarak vatandaş elektriğini ödüyor. 

Şimdi gelelim ödemeyenlere...

Büyük işletmeler hem kazanacak, hem de bunun yanında elektrik borcunu ödemeyecek... Devleti idare eden hükümetler ise onlara arka çıkarak ya borçlarını taksite bağlayacak, ya da boş verin ödemeyin diyerek borçlarını tahsil etmeyecek... Ama bunun yanında fakir fukara ödeyecek öyle mi? 

Maalesef öyle.

Bu memlekette halka karşı her zaman hükümet edildiğini görüyoruz. Hâlbuki hükümet edenler herkese eşit davranmış olmalı ve herkesin de hükümeti olduklarını göstermelidirler.

Ama nerde değil mi? 

Hükümet her zaman sermayeden yana oldu ve de olmaya devam ediyor.

Nerede insanlar üzerindeki eşitlik ilkeleri? Yoktur ve olmuyor da! 

Her neyse.

Sermaye yanlısı olan UBP - HP hükümeti bugün o koltuklara gelmezden önce toplum için çok sözlerde bulunmuşturlar.

UBP'nin verdiği sözlere zaten güvenmemiz mümkün değildir. UBP kendini ta geçmişten gelsin göstermiştir. Kimlerin hükümeti oldukları, kimlere hizmet edecekleri zaten ortadadır. Geçmişin acı gerçeklerini hepimiz biliyoruz. UBP 'nin bu topluma yapmadığı hiç bir kötülük kalmadı. İnsanları kamplara böldüler. Ona inananlar vatansever oluyor, ona inanmayan ve karşı duran herkes, vatan haini oluyordu. 

Partizanlığı yarattılar ve insanlar eğer ki o partide yer almazsa devletin hiç bir kurumunda çoluğuna, çocuğuna iş bulamayacaktı. 

Sadece bunlar mı?

Hayır. 

Her bir şeyde partizanca davranarak insanların canlarına okumuş oldular. 

Bu acı gerçekleri hepimiz biliyor ve de yaşamış olduk da!

Şimdi bu partizanlık işine son verecek, insanlara eşit ve de adaletli yaklaşacak olan HP'nin tam tersi davranmasıyla daha da bir kötü yönetimin yaşanmış olduğunu görüyoruz. Nasılda partizanlık yapmayacaklardı.

Nasılda onun kökünü kurutacaklardı.

Ne oldu?

Yalan. 

İlk iş olarak onlarda kendi yandaşlarını onarmış oldular. 

Yapılan istihdamlar yine öyle olmuştur. 

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine son aylar kala rozetine bakarak istihdam yapmış oldular. 

Yani umut edilen bir parti de bu şekilde düzenin partisi olduğunu gösterdi. 

Bu şekilde davrananlar nasıl halkı kucaklayıp eşit davranacak?

Davranmazlar.

Ayni fikirde, aynı düşüncede olan bu iki parti ne acıdır ki toplumu eşit şekilde görmeyerek, kendilerinin çıkarlarını ve bir takım sermayenin çıkarlarını kollayarak hükümet oluyorlar. 

Evet. 

Elektrik kurumunda yaşanan gerçeklere bakınız. 

Nasılda kimlerin tarafında ve kimlere destek çıktıklarını gözlerimizin önüne açıkça sermiş oldular. 

Hiç de çekinmediler. 

Hiç de utanalım demediler. 

Elektrik kurumunda borçları tahsil edilmeyen iş yerleri var. Bunun yanında yine birçok bakanlıklar ve onlara bağlı daireleri vardır. Sen, kuruş elektrik ödemeyeceksin, ama gariban vatandaş ödeyecek öyle mi?

Yok, bu böyle olmaz, buna karşı duran El-Sen devreye giriyor ve ödemeyenlerin elektriklerini kesmeye başlıyor. 

Halk ödeyecek ama siz ödemeyeceksin oh ne ala. 

Burası babalarının çiftliği mi?

Kurumu istedikleri şekilde zaten yönetiyorlar. Parti atamalarıyla kuruma yerleşecekler ve bunun yanında kurumda da her türlü ihaleyi de belirleyip ceplerine de çalışacaklar. Oh ne güzel. 

Evet, tüm bunlara karşı çıkan El-Sen 

halkının yanında olduğunu gösteriyor. 

İçişleri bakanlığının 2 milyon borcunu ödemediği için elektriğini kesiyor. 

Yani bakanlıklar borçlarını ödemeyecek.

Yine sermaye borçlarını ödemeyecek.

Ama bunun yanında vatandaş ödeyecek.

Bir de bunlar yetmezmiş gibi Aksa'ya da özel bankalardan borçlanarak para akıtacak ve bu akıttıkları parayı da vatandaş ödeyecek. 

Evet beyler. 

Burasını dingonun hanı artık bellemeyin.

Bunu yedirmezler size.

Ne El-Sen, ne de orada mücadele eden tüm emekçi çalışanlarımız.