1. YAZARLAR

  2. Uzman Psikolog Büşra DUMANLI

  3. Çekingen biri miyim yoksa sosyal fobim mi var?
Uzman Psikolog Büşra DUMANLI

Uzman Psikolog Büşra DUMANLI

Yazarın Tüm Yazıları >

Çekingen biri miyim yoksa sosyal fobim mi var?

A+A-

Sosyal anksiyete (kaygı) bozukluğu veya sosyal fobi bozukluğu olarak da bilinen, kişinin sosyal ortamlarda veya sosyal olarak bulunduğu aktif durumlarda veya aynı ortamda bulunduğu diğer insanlar tarafından tuhaf, komik, gülünç, alay konusu haline gelmekten kaygı duyması, endişelenmesi, hatta çok fazla korkması durumudur. Günümüzde en sık rastlanılan psikiyatrik hastalıklardan biridir. Cinsiyet olarak bakıldığında ise kadınlarda erkeklere oranla daha sık rastlanılan bir durumdur. Sosyal fobi tipine göre değişiklik gösterse de genellikle erken ve geç ergenlik döneminde yani 13-20 yaşlarında başladığında görülmektedir. Sosyal fobisi olan kişiler genellikle, diğer kişiler tarafından yargılanmaktan, eleştirilmekten, seyredilme korkusu taşıdıkları için oldukça kaygılanırlar. Bu kişiler genellikle, kendi normal davranışlarının veya korkularının diğer kişiler tarafından fark edilmesinden de oldukça utanmaktadırlar. Gerçekleşmemiş olaylar, hatta gerçekleşme ihtimali olmayan olaylar için bile, günlerce hatta haftalarca kaygılanabilirler. Kişiler çoğu zaman bu korkunun gereksiz olduğunu bilseler de bu korkuyu yenmekte zorlanırlar ve bu durumun üstesinden gelemezler. Bu kişilerin tek bir korkusu yoktur. Sosyal fobide korkulan durumla karşılaşıldığında, vücutta bazı belirtiler görülmektedir. Bunlardan birkaçından bahsedecek olursak; yüz kızarması, terleme, çarpıntı, sıcak basması, nefes darlığı, ağız kuruluğu, kekeme, diyare, kas gerginliği, titreme gibi belirtilerdir. Kişinin genelde düşünceleri ise; yapamam, yetersizim, güçsüzüm, beğenilmiyorum, çirkinim, sevilmeye layık değilim, başarısızım, hata yapmamalıyım, kusursuz olmalıyım, herkes beni beğenmeli şeklinde kalıplaşmış negatif düşüncelerdir. Bu düşüncelerden sonra kişilerde kaçınma belirtileri oluşur ve bu kaçınma belirtileri; korkulan ortama girmeme, ortamı terk etme, göz temasından kaçınma, başka şeylerle ilgilenme gibi belirtilerdir. Kişilerde sosyal fobi olarak belirlenen bazı durumlar şu şekildedir; yetkili birisiyle konuşmak, dinleyiciler önünde konuşma/rol yapma, yabancılarla karşılaşma, bir toplantıda veya görüşmede hazırlıksız konuşma yapma, toplum içerisinde bir şey yeme-içme, tanımadığı kişilerle telefonda konuşma, organizasyon gibi davet/topluluklara katılma gibi durumlardır.

Kişilerde çekingenlikle sosyal fobiyi ayırt edebilmek için daha çok kaçınma davranışlarına bakılır. Mesela, siz topluluk önünde konuşma yapmaktan çekinebilir, utanabilirsiniz. Bu gayet normal karşılanan bir durum olarak kabul edilmektedir. Ancak kişi, bu durumla ilgili aşırı/yoğun kaygı, korku ve sonrasında bu ortama girmemeye çalışıyor, girmekte direniyor, kaçınma davranışlarına başvuruyorsa, bu durumda sosyal fobinin varlığından bahsedebilmek mümkündür. Sosyal fobinin tedavisine gelindiğinde ise, en başarılı tedavi yöntemi bilişsel davranışçı terapi ile hasta ve psikoloğun işbirliği içerisinde izlediği yoldur. Tabi ki, her tedavide olduğu gibi, bu tedavi yönteminde de öncelikle kişinin iyileşmeyi istemesi, bunun için çabalaması, psikologla izledikleri tedavi sürecinde davranış ödevlerini mümkün mertebede yerine getirmeye çalışması tedavinin başarısı için oldukça önemlidir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.