Varoşa (Maraş), kentinin bu hale gelmesi bizim yönetimin işi değil mi?

Bal gibi de onların işidir.

Yıkılıp, talan hale getirilmesinin tek suçlusu buradaki yönetimler olmuştur.

Bakıyorum da bugün kalktılar ayağa ve bu kent için harekete geçiyorlar. 

Deniz sahilinin bir kısmını da açıyorlar.

Ve gelin, girin, gezin diyorlar.

Varoşa (Maraş) kenti, dünya harikası bir yerdi.

Denizin güzelliği, oradaki konforlu otelleri, mükemmel bir tatil yerdi.

Orada bankaları, barları, eğlence yerleri, galerileri vardı.

Galeri içerisinde sıfır kilometre araçlar uzun süre orada kaldı.

Ve, daha sonra bu araçların üzerine çullanarak götürdüler. 

Yani çaldılar.

Varoşa (Maraş), şehrinden çalınmayan şey kalmadı aslında.

Sözde burası askerin gözetiminde kalmıştı.

Ama o gözetleyen başta kendisi soyup soğana çevirendi.

Otellerde bulunan tabaklara, bardaklara, çatallara ve bıçaklara kadar, askeri gazinolarına ve ordu evlerine her bir şeyi süpürüp götürdüler.

Tuvalet olsun, banyo olsun, lavabo olsun, onlar dahi yerlerinden sökülerek yağmalanmış oldu.

Ne kapı dendi, ne de pencere.

Götüren götüren'e oldu.

Bunların yanında İtalyan ressamın evinin içerisinde yer alan tablolar ki paha biçilmez değeri vardır, çalınıp götürüldü.

Ya peki bankalardaki paralar?

Onları da soyup götürdüler. 

Yine aynı şekilde ünlülerin evlerinin dışında bulunan taştan resimler, onlarda sökülüp götürüldü. 

Çalıp çırpma ve Varoşa'yı (Maraş'ı) ölü bir kent haline getirenler yine bizim idareci geçinenler olmuştur. 

Bugün Varoşa (Maraş), bir utanç şehri olarak duruyorsa, bunun suçlusu tabi ki de yine onlardır.

Sanki de Varoşa'yı (Maraş'ı), bugün bu hale getiren başkalarıymış da efendiler açacağız diyorlar.

Yıkan onlar.

Yağmalayan yine onlar.

Ve bügün hep birlikte Varoşa'ya (Maraş'a), girerek aklı sıra meydan okuyacaklar.

Dünya hukukuna meydan. 

BM'ye meydan. 

Ve, Varoşa (Maraş), açılacak, açacağız!

Çünkü bu topraklar onlara Osmanlı'dan kalmış.

Buraları hep vakıf malıymış.

Öyle diyorlar.

Geçin bunları, geçin.

Topraklar da, üzerine yapılan birçok binalar da ve bu binaların sahipleri de sizler değilsiniz. 

Ve sizler, buraları açamazsınız.

Buralarını, gerçek sahipleri açar ancak!

Siz, BM'ye karşın Marş'ı açacaksınız öyle mi?

Onun gözetiminde olan bu şehre sahip olacaksınız?

Dünya da buna seyirci kalacak.

E hade bakalım, açın Maraş'ı ve sahip olunda görelim sizi! 

Ha,15 Kasım'da Tayyip ve onun memurları piknik yapacaklarmış Varoşa (Maraş'ta). 

Yapsınlar. 

Yiyip içsinler. 

Göbek de atsınlar. 

Ama orayı işgal edeceklerini sanıyorlarsa, o mümküm değildir. 

Orası öyle işgal edilecek, ele geçirilecek yer değildir. 

Dünya tepelerine iner!