Şöyle bir yüz bir evlerin olduğu kalenin üzerine çıkın.
Üşenmeyip gidin ve oradan kuş bakışı olarak Girne'ye bir bakın.
Ben gidip baktım ve o güzelim Girne'nin ne hale geldiğini gördüm.
Bembeyaz bir hal aldı.
Yeşillik adına bir şey göremezsiniz.
Bir taş yığını sadece oraya yığılmış.
Çarpık bir şehir.
Adeta Lefkoşa mezarlığını andıran görünümü ortaya çıkmıştır.
Nerede o eski Girne'nin yeşil yapılaşmış hali.
Girne, Girne olmaktan çıkarıldı.
Verilen izinler doğrultusunda bu şehrimizi bitirmiş olduk.
Para kazanç karşılığı çıkarılan Emirnameler ile çarpık bir Girne yarattılar.
Planlı programlı yer yerine bugün bu şekilde her şeyi ile batmış bitmiş bir Girne yaratıldı.
Sırf çıkarlar adına şehrin canına okundu.
Burada suçlu kim?
Hükümet!
Belediye!
Kaymakamlık!
Kısacası hepimiz!
Sırf daha fazla para kazanmak adına herkes buna izin verdi.
Mal sahibinden tutunda yetkili olan herkes canına okudular güzelim 1974 öncesi Girne'nin haline!
Herkes para uğruna evini sattı.
Milyon sterlin kazanmak adına!
Tek hane olan evini vererek bunun yanında üç daireye karşılık sırf para kazanayım anlayışı ile bu şekilde beton yığını bir şehir yaratıldı.
Dur durak hiç denilmedi.
Hep devam edildi.
Bir bakıyorsunuz yıllardır müstakil evlerin toplandığı ve bunun yanında da yeşili mevcut evlerin yerine, 7-10 ve hatta daha da yüksek binalar yer aldı.
Ínşaat sektörü para kazanmak adına bu şekilde müstakil evlerin içine kadar girerek ve tabii ki de devletin verdiği izin adı altında yapılaşma bu şekline beton haline getirildi. 
Mal sahipleri para kazandı.
Müteahhitler para kazandı.
Devlet de öyle.
Ve sonuç olarak bu para karşılığında bitirilmiş bir Girne var karşımızda!
Herkes kazanma derdine düştü!
Başta Ìç işleri bakanlığından çıkan karar ile bu yağma bu şekilde devam ederek sürüp gitti.
Hiç kimse kılını kıpırdatmadı ve bu şekilde devam etti.
Ne belediye yargıya gitti, ne de Kaymakamlık.
Herkes halinden memnun oldu.
Íşin içinde kazanç olduğu için bu şekilde hep beraber canına okudular Girne'nin!
Evet, mal sahibinden tutunda idarecilere kadar.
Hep birlikte herkes bu hale koydular şehri.
Ne kadar acı değil mi?
Menfaat ve çıkar hırsı gözümüzü kör etmiş oldu.
Şimdi sıra Magusa ve Ískele'de mi?
Plansız bir ikinci ve üçüncü şehir daha mı göreceğiz?
Betona teslim mi edilecek bu yerlerimiz de?
Yok, hayır demeliyiz.
Plan ve program dahilinde hareket edilmesi gerekir.
Herkes çıkar ve para kazanma olayını bırakmalıdır.
Ülkenin canına okunmasına dur denilmelidir.
Paraya dur denilmeli.
Ülkemizi seviyorsak buna izin verilmemesi gerekir.
Parayı değil, ülkeyi sevmemiz gerekir.
Bunu da hep birlikte yapmalıyız.
Artık yeter demeliyiz.