1. YAZARLAR

  2. Muhammet Gözay

  3. Hem korku, hem de Maraş'ın gerçek sahibi olmadığımızın gerçeğidir bu!
Muhammet Gözay

Muhammet Gözay

Yazarın Tüm Yazıları >

Hem korku, hem de Maraş'ın gerçek sahibi olmadığımızın gerçeğidir bu!

A+A-

15 Kasım günü Tayyip ve ordusu buradaydı. Ordu kalabalıktı.

Sekiz tane uçak. 

Bu uçaklarda da korumalar yer aldı.

Silahlı, özel eğitilmiş.  

Yani özel yetişmiş vurucu timler bunlar. 

Tabi ki korkudan taşır bir insan onca korumayı onu da belirteyim. 

Kolay mı çıksın milletin içine. 

Baskı ve tehditler yapan bir kimse, kolay değil bir milletin içerisinde rahatça gelip de bulunsun. 

Onun için bu şekilde kendi canını korumak için hareket etmiş olur.

Ayni şekilde Türkiye'de de davranıyor. 

Diğer ülkelere gittiğinde de.

Ama yalnız bizim buraya geldiğinde daha çok orduyla gelmiş oluyor. 

Çünkü buraya her türlü müdahaleyi yaptığı için buna ihtiyacı vardır. 

Evet, korkunun acı gerçeğidir bu!

Hele de cumhurbaşkanlığındaki yaptığı baskı ve tehditlerden sonra daha da korumalar ve destekler ile gelmiş olur.

Sonuçta korkudur bunun adı.

Sonuçta ben ettim de yanıma bırakmazlar diyerek hareket etmiştir. 

Ama maalesef bizlerden ebediyen böyle bir şey çıkmaz.

Bizler barış yanlısı insanlarız. 

Yapılan her türlü baskıya, tehdite karşın can alacak bir toplum değiliz. 

Haklarımızı mücadele yolunda almaya çalışan toplumuz. 

Bizler gibi bir toplum yoktur dünya yüzünde!

Ülkede seçilen her lider rahatça dolaşan ve korku nedir bilinmeyendir. 

Çünkü bizde nefretlik aşılayan yok.

Ölüm korkusu verdiren yok.

Hiç bir tehdit örgütü ya da bölücülük yaratan güçler yok.

Düşünün siz, Denktaş bile ülkede o kadar rahat dolaşan birisiydi. 

Ki o Denktaş, siyasal yönden topluma yapmadığı haksızlık, adaletsizlik kalmadı. 

Buraya taşıdığı nüfustan tutunda, haksızlığa sürüklemiş olduğu insanlarına kadar hiç kimse kalkıp da ona karşı bir şekilde tehdide varacak bir şeyde bulunmadı. O yüzden toplumun içerisinde çok rahat korumasız yer almıştı. 

Yani bizler barışçı toplumuz. 

Bizler silahla değil, sevgiyle hareket eden bir milletiz. O yüzden korumalara hiç gerek yoktur. Çağdaş ve demokratik bir toplumuz. 

Her neyse, gelelim Tayyib'in yapmış olduğu KKTC kurtuluş günündeki konuşmalarındaki bir önemli gördüğüm noktaya.

Neydi bu?

Maraş'ın gerçek sahiplerinin gelip de yerleşmelerine!

Öyle diyor. 

Hani burası Osmanlı malıydı?

Hani koçanlarınız vardı ki de evkaf, vakıf  malıydı?

Bunu sürekli bir şekilde de dile getirmiş oluyordunuz.

Vakıf başkanı bunu da her zaman söylüyordu. Burası Türk malıdır diyordu. 

Hatta bunlardan da öte, o milliyetçi takımı da söylüyordu. 

Marşı türk toprağıdır. 

Burası bizim. 

Açılacaksa bizim malımız olarak açılacak diyordu. 

Bir çakıl taşı dahi rumlara vermeyeceğiz. Kan döktük, şehitler verdik. Bu topraklarda onların kanı vardır. O yüzden asla toprak vermeyiz diyenlerin içerisinde Ersin Tatar da yer almıştır. Hele de Maraş, türk toprağıdır diyerek, kimseye Maraş'ı teslim etmeyiz, etmeyeceğiz diyordu. Aynı şekilde diğer sağ partiler de bu şekilde söylemlerde her zaman bulunmuş oldular. 

Peki ya Türkiye?

Türkiye'nin siyasi parti ve liderleri yine aynı şekilde Maraş türk malıdır dediler. Bunun yanında Tayyip de daha düne kadar öyle dile getiriyordu. Ama 15 Kasım günü rumlara ve dünyaya Maraş'ın sahipleri gelsin mallarına diyor. Bunun yanında Tatar'da ona katılmış oluyor. Yani Maraş'ın esas sahipleri Türkler değil. 

Ne oldu?

Buranın tapusu hani bizlere aitti?

Mal sahip değiliz değil mi?

Yoksa, BM'nin korkusu mu bu?

Hem korku, hem de Maraş'ın gerçek sahibi olmadığımızın gerçeğidir bu!

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.