Evet, çok zorlu bir haftanın içerisine girmiş bulunuyoruz. Bu zorlu hafta ülkenin ekonomik durumu değil. Halkın iflas ettiği de değildir. Bu gerçekleri zaten biliyoruz. Bunlardan kurtulmanın yolunu da elbet de biliyoruz. Bu yol aslında bir çözümün olmasıyla mümkündür. O yüzden federal bir çözüm için uğraş veriyoruz. Kurulan bu yapının aslında KIBRIS türkünü yok ettiği bir acı gerçektir. Bu yoketme sadece nüfus olarak değildir. Bu yok etme her bir şeyi ile yaşanmıştır. Kim istemez ki ülkesinde varolup da yaşasın. Kim istemez ki dünyada yerini alıp da, gençleri, geleceği ile her türlü alanda bizler de varız diyebilsin. 

Toplum oluşumumuzu kazanmak ve de yaşamak en doğal hakkımızdır. Ama sırf birileri istiyor diye bu haktan, geleceğimizden ödün veremeyiz. Varolmak ve de yaşamak bizim en doğal hakkımızdır. Ama bu hakka her zaman için karışan ve de her türlü dayatmaları, baskıları yapan TC yönetimleri karşısında susmak ve boyun eğerek onların istediği bir toplum olmak durumunda değiliz. 

Bizler toplum olma bilinciyle yıllarca mücadele verdik. Ne ingilize boyun eğdik, ne ortağımız olan KIBRIS rumlarına. Bizler biliyoruz ki bu adada var olmak ve de yaşamak bizlerinde ortak hakkıdır. Kimsenin esareti altında yaşamayı hiç bir zaman kabul etmedik ve etmeyeceğimiz de bir gerçektir. 

Bu sebepten dolayı bizlerin bu topraklarda yaşamak ve de varolmak kavgası vardır. Bu kavga her zamanda devam etmiştir ve edecektir de!  Çünkü biliyoruz ki başka vatanımız yoktur. Başka çocuklarımızın geleceğini sürdüreceği öz bir vatanı da yoktur. Bu yüzden bu vatanda varolmak ve de yaşamak için her bir güçle mücadele etmek durumuyla karşı karşıyayız. O yüzden ne isterse olsun önce varolmamız gerekir. Her türlü baskıyı da birlik ve mücadele içerisinde berteraf da edebileceğimiz bir gerçektir. 

Kararlı ve de onurlu bir toplum olduğumuz tarihi bir gerçektir. Tarihe baksınlar bizleri iyi tanırlar. Bu yüzden kimse karşımızda duramaz. Gelelim yaşanan son aylardaki her türlü baskı, tehdid ve de çirkince yazılan, söylenen sözlere. Bizler bu sözleri hiç bir zaman hak etmiş bir toplum değiliz. Hele de bu son günlerde yani seçimlerin son haftasına girdiğimiz bu günlerde yapılanlara bakınız. 

Yetmedi mi birinci turda yapılanlar? Yok hayır yetmedi diyorlar ve bu şekilde hatta daha da ağır bir şekilde toplumun üzerine gelmeye devam ediyorlar. Bunların kimler olduğunu tabi ki de hepimiz biliyoruz. Bunlar TC yönetimin yalaka basını, gazetecileri ve aynı zamanda Tayyibin paralı kalem oynatan o sözde bağımsız kalemşörleridir. Türkiye halkı zaten hiç-bir zaman bizlere karşı saldırıya, aşağılamaya geçmiş değildir onu da burada belirtmiş olayım. 

Sözü fazla uzatmadan geleyim bu son ikinci tur seçimin geçeceği zorlu, hatta tehlikeli günümüze. Türkiye yönetimi açıkça nasılda taraf olduğunu ve bu tarafını da en kötü bir şekilde müdahale ile yerine getirdiğine hepimiz şahit olduk. Adamlar o kadar utanmazlık ederek saldırıyorlar ki sankide karşılarında düşman varmış. Söylemedikleri söz kalmadı Akıncı'ya. Yapmadıkları tehditler kalmadı. Adeta silahları çekin ve de susturun deniliyor. Bunları yapanlar yani vatanımızı bizlerin yönetmesini istemeyen zihniyetlerdir. Onların zihniyeti burasıda onların toprağı ve gerekirse silâha da sarılarak gerekeni yapacaklarını da söylüyorlar. Adamlar o kadar kendilerinden geçtiler ki ağıza alınmayacak küfürler ile saldırıya devam ediyorlar. Gerek Türkiye medyası gerekse sosyal medya üzerinden inanılmaz hakaretler ve tehditler yapılmaya devam ediliyor. Bu tehditler Akıncıya oy verenlere değil sadece, bu tehditler, Tatar'dan gayrı diğer adaylara oy verenlere de yapılıyor. Paralı medyası ile AKP'liler, Akıncı'ya oy veren herkesi Rumcu ilân ediyor. O kadar da kendinden geçen bu sözde insan müsveddeleri bakınız neleri dile getirerek saldırmaya ve seçmenimizi korkutup da sindirmeye çalışıyorlar: 

“Oyunuzu Ersin Tatar’a veriniz ki seçimi Rumlar kazanmasın” 

Şamil Tayyar (Eski AKP vekili)

“Akıncı’ya oy verenlerin elleri kopsun” 

(A Haber)

“Kıbrıs Türkiye’ye acilen ilhak edilmeli”

“Akıncı ayağını denk al, gelir makam odanda kafana sıkarım”

“Akıncı tuvalette kullandığın kağıdı bile sana Türkiye veriyor” bunlar gibi birçok tehditler, çirkin, ağıza alınmayacak sözler  yapılmış oluyor. 

Evet, bu yüzden sandıklara gideceğiz ve onurumuza sahip çıkacağız. 

Yaşamak ve de varolmak için federasyona 'evet' diyeceğiz.

AKINCI'YA EVET DİYECEĞİZ.