Kirli ve de cinayet düzenine son vermek!
Ülke son yıllarda ciddi bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya kalmıştır.
Bu güvenlik tehditleri, halkın huzurunu kaçırmakta ve toplumun genel yaşam kalitesini düşürmektedir.
Genel olarak, ülkedeki güvenlik sorunları, hükümetin etkinliği, bağımsızlığı ve iradenin zayıflığı ile direkt ilişkilidir.
Ülkede yaşanan güvenlik sorunları, özellikle giriş-çıkışların denetimsizliği, silahlı kişilerin kolaylıkla giriş yapabilmesi ve suikast planlarının uygulanabilirliği ile kendini göstermektedir. Bu durum, halkın güvenli hissetmesini engellemektedir. Hala ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin (TC) yönetimi altında oluşu, bunları yaşatmaktadır. Yönetim, Türkiye’nin emirleri doğrultusunda hareket etmekte, bu da toplumun güvenlik algısını zayıflatmaktadır. Hükümetin bu duruma karşı ciddi önlemler almaması, polis ve güvenlik güçlerinin etkinliğini sorgulatır hale getiriyor. Ülkedeki güvenlik güçleri, ciddi suçlarla etkin mücadele edebilecek güce ve yetkiye sahip olmalıdır. Ancak mevcut iktidar, bu güç birimlerinin etkinliğini minimize eden bir tutum sergileyerek, halkın güvenliğini tehlikeye atmaktadır.
Bir hükümetin temel görevi, vatandaşlarının güvenliğini sağlamak ve kamu düzenini korumaktır. Ancak mevcut hükümetin, kendi ülkesine sahip çıkmadığı ve güvenliği sağlayamadığına dair ciddi eleştiriler ve gerçekler söz konusudur.
Hükümet, ülkenin devlet otoritesini güçlendirmek yerine, TC’nin etkisi altında kalmış ve bu durumu meşrulaştırma yoluna gitmiştir. Ülke içindeki nüfus hareketliliği de, güvenlik sorunlarını artırmaktadır. Hükümetin, özellikle seçilme kaygısıyla, kontrolsüz bir şekilde ülkeye göçmen kabul etmesi, sosyal yapıyı ve güvenliği tehdit eden unsurları beraberinde getirmiştir. Bu durum, toplumda istenmeyen bir gerilim yaratmakta ve halkın yaşama hakkını tehdit etmektedir.
Ülkedeki bu sorunları gidermek için atılması gereken adımları bu hükümet atmayarak bu şekilde ülkeye ve insanımıza zarar vermeye devam ediyor. Zaten topu topu kaç kişi kaldık değil mi? Azınlık haline getirildik ve bu halimizle de sesimiz soluğumuz kesilmiş oluyor.
Peki ne olacak?
Ne yapacağız?
Bişeyler yapmamız artık zaruri bir gerçek olmuştur.
Bu yapılanlara dur demek en doğal hakkımızdır!
Kaç kişi kalmışsak; ülkenin gerçek sahipler olarak birlik halinde sesimizi yükselterek yola çıkmalıyız.
Çünkü artık başka yolu yoktur!
Ya bu ülkede huzur ve insanca bir yaşamı tesis edeceğiz, ya da hep birlikte yokoluşa sürüklenmeye devam edeceğiz.
Bu yaşananlar bizlerin ne kaderi, ne de layık ettiği şeyler değildir.
Açıkçası bizler bir şekilde bitiriliyoruz.
Hatırlayalım, bu ülkede bir çok üretim yapıyorduk.
Hatta o ürettiklerimizi Türkiye bile üretemez ve bizlerden satın alıyordu.
Peki ne oldu?
O sanayi tesislerimize birer bire kelepçe vurarak canlarına okumuş oldular!
Bırakın hiç bir şey üretmeyin bizler üretir ve sizlere göndeririz dediler ve onun idarecileriyle birlikte bizlerin tesislerinin canına okumuş oldular.
Okumuş oldular ve ondan sonrada bizlere tembel, asalak ve besleme de deme cüretliğini de göstermiş oldular.
Geçmişten bugüne bilinçli olarak TC yönetimi ve onların memurları olan sözde seçilmişler sayesinde bugün başımıza gelmeyen şeyler kalmadı.
Üreten ülke yerine, bugün kumar, fuhuş, kara para aklama ve bunlara sahip çıkan bir yönetimler ülkesi haline geldik. Bakınız sürekli şekilde Polis Genel Müdürü Kasım Kuni’ye Magusa Limanında tutulan aracın sahibinin ve galerinin kime ait olduğu sorusunu sorduğumda bile cevap vermiyor. Böyle bir hale getirildik işte! Alt ve üst yönetim boşuna denilmiyor zaten bizlere.
Evet, her insanın yaşama ve de ülkesinde var olma hakkı en temel haktır.
Bu haktan yıllarca bizleri mahrum bırakan ve çocuklarımızın göçünü yaratan, nüfusumuzu bitirerek bizleri kendi ülkemizde yabancı konuma getirenlere karşın tek bir ses ve nefes olmamız gerekir ki kurtulalım ve de evimizde, yurdumuzda yaşamış olalım. Ne demek silahlarla bu ülkeye girilecek ve istedikleri insanları da öldürmüş olacaklar. Bakınız halen daha Kutlu Adalı’nın cinayeti ortaya çıkmadı. Çıkmaz da! Çünkü bu ülkeyi yönetmiyoruz! Bizleri yönetiyorlar! Yaratıkları bu nüfus sayesinde seçimleri her zaman kazanarak TC idarecilerin seçilmişleri olarak böyle bir düzensizliği yaratmış oldular.
Evet, artık yokolmak değil, varolmak için tek çıkar yolumuza bakmalıyız; o da birlik olup ayağa kalkarak bu yokoluşa, bu kirli ve de cinayet düzenine son vermekten geçer!
YAZIYA YORUM KAT