Sen, atamayla getirildin işte o makama... 

Ve, sanki de atama söz konusu değilmiş gibi de davranıyorsun ya gülerim haline... 

Sadece ben mi gülerim?  

Hayır!

Çocuklar bile aslında gülüyor senin bu haline...

Kim gülmez ki...

Herkes ama herkes güler...

Çıkıp da bi sokağa seni sorsak, herkesten aynı söz çıkacaktır....

Kayyum!

Ama o kayyumdan bahseden diyecekler...

Evet, Kayyumsun...

Atanmışsınız...

Ve sen, önce kendi itibarını kaybettin onu öncelikle belirtmiş olayım...

Kaybedilen itibar, insanın aslında öldüğünün acı gerçeğidir...

İtibar yoksa insan da yok!

Kimse de seni kaale almaz!

Bu herkes için geçerlidir...

Sadece sana mahsus bi şey değildir...

Yaşıyorsak...

İtibarımız için yaşıyoruz...

Herkes ama herkes itibarı için yaşıyor demektir...

İtibar, onuru ve gururu içinde barındırır...

Her neyse...

Kazandım demekle bi şeyleri insan kazanmaz işte...

Buna kazandım denilemez işte...

Kazanmak için itibarına sahip çıktığını göstermiş olmalısın...

Ha şayet gösteremezsen...

Kuklasın demektir...

Sen istediğin kadar kutlamalar yap, meydanlara çık...

Hiç bi şeyi değiştiremezsin...

Aslında sen kuklalığını, atanmışlığını kutlamış olursun...

Tarafsızlık o makamın vazgeçilmez ilkesi...

Sen bu ilkeye sahip çıkmadın ve tarafsız kalacağın yerde, taraf oldun, kayyum oldun... 

Kayyum da denilince sana; kızıyorsun, köpürüyorsun...

Niye kızıyorsun? 

Ne hakla kızıyorsun? 

Buna hakkın var mı?

Kesinlikle hayır!

Evet...

Seni seven ve seni destekleyenlerin bile gözünde artık sen, hiçbir değeri olmayan sıradan bir insansın...

Bu da ne acıdır ki acı ama gerçektir!

Makam demek itibar demektir...

Ve bakıyoruz da bulunduğun makamı itibarsızlaştırıyor, ülkenin öz değerlerini baltalıyor, Kıbrıslı Türkleri yani kendi ırkını, kendi vatandaşını hiçleştirip yok ediyorsun…

Peki ama neden? 

Koltuk için mi tüm bunlar? 

Koltukta sırf kalacaksın diye hem o makamı hiç edeceksin, hem de insanını da hiç edeceksin...

Bu mudur insan olmak? 

Bu mudur seçilmişlik? 

Kesinlikle değildir!

Nasıl rahatça uyku uyuyorsun gerçekten de merak ediyorum doğrusu onu da belirtmiş olayım...

Vicdanın ne alemde?

Nasıl atıyor? 

İnan onu da merak ederim bi insan olarak...

Çünkü insanda vicdan çok önemlidir...

Son olarak ise şunu belirteyim...

Sosyal medyadaki paylaşımını yani....

Açıkçası kardeşim dediğin Mehmet İpek…

Ve sen, onun ülkede yaptığı yatırımını kutluyorsun…

Peki kimdi bu Mehmet İpek? 

Afrika Gazetesini taşlayan, linç girişimleri ile ünlü mü ünlü birisi…

Ve sen, onunla birlikte aynı fotoğrafda da yer alıyor, bunu da paylaşmış da oluyorsun...

Nerede itibarın? 

Ve sen, bir gazeteyi taşlayan birisi ile aynı fotoğrafda olmayı kabullenensin, ama bunun yanında ise TDP Genel Başkanı Mine Atlı’yı sosyal medya paylaşımından dolayı şikâyet edebiliyorsun...

Evet, bu ne yaman çelişkidir böyle?

Ve son olarak diyorum ki saygı bekleme... Sana saygı duymuyoruz ve duymayacağız...