1. YAZARLAR

  2. Arif Alasya

  3. Seçim değerlendirmesi…
Arif Alasya

Arif Alasya

Yazarın Tüm Yazıları >

Seçim değerlendirmesi…

A+A-

Karşılıklı olarak meclis komitesinden geçirip ortaya çıkardıkları garabet bir seçim sistemi ve karşılıklı meydan okumakla yaşanan bir seçim sürecini geride bıraktık.

Seçim sonuçları ben söyle okumaktayım.

1-      Sağın ve de KKTC’nin Türkiye’nin alt yönetimi olarak kabullenen partilerin kesin zaferi.

2-      Solun amip gibi bölünmekten yorulmuş ben büyük kalacağım ısrarını sürdürenlerin kesin mağlubiyeti.

Sağ her zamanki oylarını belki da biraz artırarak almıştır. Bu kadar oy alınmasının sebebi  her zaman olduğu gibi gör beni göreyim seni yaklaşımı ile bölünmemiş ve ortada tartışacak bir dış mesele olmasından kaynaklanan büyüklüğünü korumuştur. Seçim tamamen UBP içinde kendi küçük iç hesaplaşmanın yaşandığı bir süreç olmuştur.

Esas sorun yaşayan soldur. Bir türlü birbirlerini çekememezlik, amip gibi bölünme ve ben olsun en güçlüsüyüm psikozundan kutulamamaktır.

Bu güne kadar solun elinde iki güçlü argüman vardı.

1-      Yolsuzluklardan hesap sorma

2-      Kıbrıs’ta barış engellenemez.

Bu iki argümandan birincisi yani yolsuzluklardan hesap sorma hatta buna faili meçhul cinayetleri da ekleyebiliriz 1993 yılından itibaren elde edilen fırsatların hiçbirinde gerçekleştirilemedi. Annan planı döneminde Kıbrıslıların barış istenci ile bir araya gelmesinden kaynaklanan bir irade ile yığınlar meydanlara doldu. Bu yığınları sandığa götürmekte birlikte hareket edileceğine bir büyüklük sağlama adına CTP-B G kurularak diğer barış yanlısı güçler eritilmeye çalışıldı. Bunda bir da başarı sağlandı ve sandıktan güçlü bir şekilde çıkmanın yanında değişmez saray kazananı da değişti. Hatta öyle ki istenmediğini hisseden Denktaş aday bile olmadı.

Bu süreçte elde edilen başarı maalesef sürdürülebilir olmadı. Gerek cumhurbaşkanlığı gerekse Hükümet dönemlerinde solun talepleri hiç mi hiç yerine getirilmedi. Sadece Devlette kadrolaşma hareketi başarıldı. Fakat sol adına sol değerler adına hiçbir ilerleme sağlanamadı. Ne hesap sorulabildi ne de faili meçhul cinayetler aydınlatılabildi. Üstüne üstlük bir de ÖRP gibi garabet bir parti yaratıp birlikte hükumet olma yolu seçildi.

Bütün bunlara rağmen halkımız CTP’den hiç ümidini esirgemedi. Küçük oldukları halde daha da bölünerek küçük kalma yolunu seçenek karşısındaki sol nedeniyle hep sol seçmenin favorisi olamaya devam etti. Bu süreç içinde belki elindeki hesap sorma argümanını özellikle UBP ile yaptığı koalisyon sonucu Kaybetse bile bir de parti içerisinde liberal bir gelişim başladı. Özellikle CTP’nin bu duruşunun değişime uğraması, CTP dışındaki sol partilerin bölünerek güven vermemesi CTP ilkelerine sadık CTP’lileri sandığa gitmeme kararı almaya mahkûm etti. Üzgünüm ki bütün bu yanlışların faturası genç dinamik, güvenilir bir başkan olan Tufan Erhürman’a çıkartıldı. Hâlbuki hatayı yapanlar Tufan Hoca’da önce CTP’yi yönetenlerdi. Tufan hoca bu seçimlere giderken belli ki MYK ve Parti Meclisinin da ortak aldıkları bir kararla sadece ekonomik bir manifesto ile seçimlere girebildi. Liberalleşmeye Kıbrıs konusundaki çözüm istenci için Ticaret odası başkanını listesine alarak partisinin liberalleşmesine prim tanıdı. Özel sektörde sendikalaşmayı öngören partide özelleşmeye karşı Ticaret odası başkanı. Taban bunu reddetti. İkincisi ve en önemlisi Crans Montana süreci sonrası masada olan ve artık çözümün anahtarı sayılabilecek Guaterres belgesi üzerinden bir çözüm politikası üretemedi. Enteresan olan CTP dışında kendini sol kabul eden diğer partiler da değişik bir şey yapmadılar. onlar da politika üretmek yerine vaatlerle ortaya çıktılar. Halbuki vaatleri yerine getire ve 43 yıldır bu üleşmeyi yerine getiren bir UBP var seçmen neden vaatlerle yola çıksın.

Sonuç itibarı ile sol elinde en güçlü argüman olan ‘’hesap sorma’’ve ‘’Çözüm ve Barış’’argümanlarını kaybetti ve kendi mağlubiyetini kendi hazırladı.

Seçim sonuçları Çözüm ve çözüme katkı için seçilmiş olan Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da elini yeniden başlaması muhtemel çözüm sürecinde iyiden iyiye zayıflattı.

Artı başarılabilirse yapılacak tek şey tüm mevcut tartışma ve çekişmeleri bir tarafa bırakarak suçlu aramadan tüm sol güçlerin bir araya gelerek Guterres belgesi üzerinden Cumhurbaşkanı ile bir araya gelerek bir çözüm planı üretmek olmalıdır. Hesap sorma işini mecliste verilecek soruşturma önerileri ve yargıya başvurma ile sürdürülebilir.

Artık seçmenin sol harekete güvenmesi ellerinde kalan son argüman olan ‘’Kıbrıs’ta çözüm’ ’üzerine olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.