1. YAZARLAR

  2. Arif Alasya

  3. Sendikalar ve Siyaset
Arif Alasya

Arif Alasya

Yazarın Tüm Yazıları >

Sendikalar ve Siyaset

A+A-

Siyaset bireylerin bireysel yaşam ve düşüncelerinin bir ürünüdür. Hareket tarzları da bireysel iç yansımalarıdır.

Bireylerin bu içsel yansımaları bir araya geldiği kitleleşme hareketi ile siyasi partiler oluşur.

Burada hiçbir sorun yoktur ve siyasi yarış bu düşünceleri seçim yolu ile ülkeyi yönetme noktasına taşır.

Bu yol da demokratik seçimlerle olur. Demokrasilerde çoğunluğun dediği olur ama her demokratik sonuç demokrasi getirmez faşizm da seçim yolu ile de gelebilir. En önemli misali ise Nazi Almanya’sında Hitler demokrasi yolu ile iktidara gelmişti.

KKTC’de da demokrasi vardır ve seçimlerle Hükümetler oluşur. İş başına gelen bu güne kadarki Hükümetler yönetimlerinde demokrasiyi uyguladılar mı?

Bu sorunun cevabı kesinlikle HAYIR’dır. Gelen giden Hükümetler hep partizanca davranmışlar ve Devlet yönetiminde partizanca kadrolar yaratmışlardır. Çalışanlar her dönem mobbing’e maruz kalmışlardır

Siyasiler bununla da kalmamış Çalışanların, emekçilerin haklarını savunacak ve çalışma hayatına düzen getirecek sendikalaşmayı da siyasete alet eder hale getirmişler. Özelde sendikalaşmanın önünü da sermaye zarar görmesin diye kapatmışlardır.

1974 öncesi Devlet memurlarını Amme memurları sendikası KITAMS temsil ederken işçi sınıfını da TÜRKSEN çatısı altında federasyon oluşumu altınsa iş kolu sendikaları oluşturmaktaydı.

1974 sonrası Hükümetler kendi siyasi egemenlikleri için kuru bu düzeni bozarak kendilerine hizmet edecek sendikalar oluşturmuşlar. Özelde sendikalaşmanın önünü tıkayarak TÜRKSEN federasyonunu neredeyse devre dışına itmişlerdir.

Yazdığım bu gelişmelere tabi ki itiraz edip hayır biz siyaset değil sendikacılık yapıyoruz diyeceklerdir.

Şapkalarını öne koyup bir baksınlar yönetimlerinde kaç kişi Bakan, kaç kişi Milletvekili, kaç kişi Müsteşar, kaç kişi üçlü kararname tayinli müdür. ve kaç kişi nemalanacak makamlara atanmışlar.

Yani sendikacılık nemalanma makamlarına dönüşmüş ve bunu elde etmek için da 44 yılın büyük bir kısmını iktidarda geçiren sağ ve sol partiler arasında bölüşmüşlerdir.

Her ne kadar son zamanlarda bir değişim için çabalayanlar olsa bile daha yürüyecek çok yolları olduğu inancındayım.

Tabi ki bu değişimi sağlayacak olan hakkının aranmasını talep edecek olan üyeler ve çalışanlardır.

Sendikalara ayırımcı derken onların böyle davranmasını sağlayan da üzülerek görmekteyiz ki çalışanların bizzat kendileridir.

Aynen düzeni, statükoyu değiştireceğiz diye yola çıkıp statükoya teslim olan siyasi partilerimiz gibi çalışanlar da kendileri da bu değişim olmadığı halde ısrarla saflarını bozmamakta direnmektedirler.

Görüldüğü gibi bölen da bölünen da memnun. 44 yılda değişen bir şey yok.

Ben bu noktada siyasi partilerden çok düzenin, statükonun değişmesini istemeyenlerin seçmen ve çalışanlar olduğuna inanmaktayım.

İster siyasi ister sendikal seçim olsun hep karar veren seçmen ve çalışandır ve her şeyden önce onlar dürüst davranmamaktadırlar.

Sonuç itibarı ile halklar layık oldukları yönetimlere yönetilirler.

44 yıldır bir arpa boyu yol alamamamızın nedeni da budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.