1. YAZARLAR

  2. Psikolog Tugay Fatmaoğulları

  3. Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Psikolog Tugay Fatmaoğulları

Psikolog Tugay Fatmaoğulları

Yazarın Tüm Yazıları >

Travma Sonrası Stres Bozukluğu

A+A-

Kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağandışı ve beklenmedik olayların yol açtığı etkilere ruhsal travma diyoruz. İnsan hayatında sıkıntı ve üzüntü yaratan pek çok olay olur ancak bunların tümü ruhsal travma yaratmaz. Gerçek bir ölüm, ciddi yaralanma ya da cinsel ihlali içeren bir olay yaşadığımızda, gördüğümüzde ya da öğrendiğimizde travma sonrası stres bozukluğu gelişebilir. Ruhsal travmaya sebep veren olaylar; savaşlar, doğal afetler (deprem, sel vb.), taciz, istismar, işkence, kazalar, beklenmedik ölümler, ölümcül hastalıklara yakalanma şeklinde sıralayabiliriz. Travmatik bir olay yaşayan çoğu kişi şok, gerginlik, korku, kabuslar, uykusuzluk, olayla ilgili anıların rahatsız edici biçimde sık sık hatırlanması, sürekli olarak olayın tekrarlanacağı korkusu ve bu nedenle diken üstünde hissetme, yabancılaşma (başkaları beni veya yaşadıklarımı anlamıyor hissi),olayı hatırlatan durumlarda huzursuz olma ve bu durumlardan kaçınma görülür. Bu belirtiler çoğu kişide travmayı izleyen günlerde görülür ve genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden düzelir ancak bazı kişilerde aylarca, hatta yıllarca sürebilir. Travma sonrası stres hastalığı uzun yıllar sürebilen ve ciddi işgücü kaybına yol açabilen bir hastalıktır. Ruhsal travma ne kadar şiddetli yaşanmış ise ruhsal etkiler de o kadar şiddetli ve uzun süreli olur. Örneğin depremde enkaz altında kalanlar kalmayanlara göre, yakınını kaybedenler kaybetmeyenlere göre, evi hasar görenler görmeyenlere göre daha fazla ruhsal sorun yaşarlar. Kaçınma ya da travma yaşanmasına sebep olan olayı unutmaya çalışma travmanın etkilerini azaltmaz. Olay olmamış gibi davranan, unutmaya çalışanlarda hastalığın iyileşmesi daha uzun sürerken, sorunlar için yardım arayan, sorunlarını başkalarıyla paylaşan kişilerde iyileşme hızlı gelişir. Zamana bırakmak travmanın etkilerini tamamen ortadan kaldırmıyor. Profesyonel yardım almayan kişilerde travmanın yarattığı etkiler çok daha uzun sürebilir, bazen ise yıllarca devam edebilir. Travma yaşayan kişide olaydan sonra olayla ilgili anıların zihnine gelmesi sık görülür. Olayla ilgili görüntüler (örneğin ceset görüntüleri), sesler (yardım isteyenlerin haykırışları) onları düşünmek istemediğinde veya aklına getirecek bir durum olmadığı halde bile kişinin zihnine gelebilir. Kişi olayı hatırlatan yer, durum, konuşma, hatta duygu ve düşüncelerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışır yani kaçınma davranışı sergiler. Olayı hatırlamak büyük bir sıkıntı, acı ve korku hissine yol açtığı için kişi olayı hatırlatan yerlere gitmez, bu konulardan bahsetmez veya konuşulan yerlerden uzak durur. Enkaz altında kalmış bazı kişiler evin enkazının bulunduğu yeri, hatta o şehri ziyaret edemeyebilir, olaydan bahsedemeyebilir. Ruhsal travmadan etkilenmiş kişiler kendilerini diken üstünde, sürekli tetikte hissedebilir aşırı uyarılmışlık durumu söz konusudur. Her an o olay tekrar olacakmış gibi gelebilir. Davranışlarını bu ihtimali düşünerek şekillendirirler, bu konuda aşırı tedbirli davranırlar. Örneğin istemeden de olsa girdikleri binanın çatlağı var mı, kapısından kolay kaçılabilir mi diye kontrol ederler. Yolda yürürken üstüne devrilmesinden korkup direklere yaklaşmazlar. Tehlikeler konusunda abartılı tedbirler alabilirler. 

Tedavisi

Travma sonrası stres hastalığının tedavisinde hem ilaçların hem de psikolojik tedavilerin etkili olduğunu söyleyebiliriz. Travmatik olaylardan herkes aynı oranda etkilenmez bu nedenle travmanın etkilerinin giderilmesi için herkesin ihtiyacına göre farklı tedavi yaklaşımları planlanmalıdır. Psikolojik tedaviler arasında en etkili olduğu gösterilen tedavi türü ise bilişsel-davranışçı tedavi adı verilen yöntemdir. Bu tedavide kişinin hatalı düşüncelerinin sağlıklı düşüncelerle değiştirilmesi amaçlanır. Ayrıca korku nedeniyle kaçındığı durumların üstüne gitmesi, yüzleşmesi sağlanarak bu durumlarda yaşadığı korkunun azaltılması sağlanır. İyileşme önündeki en temel engel yardım aramaktan çekinme ve umutsuzluğa kapılmadır. Oysaki sorunların farkına varıp, yardım aramak sorunların çözümünü kolaylaştıracaktır.

Psikolog Tugay Fatmaoğulları

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.