Güvenli bir ülke yaratmak!
Ercan Havaalanı ve Girne Yolcu Limanı, adaya girenlerin büyük bir kısmının ilk temas noktaları olmuştur.
Ancak bu kapılar, aynı zamanda suç işlemek amacıyla gelen bireyler için de önemli birer giriş noktası haline gelmiştir.
KKTC’nin yalnızca Türkiye ile bağlantılı olması, bu durumu daha da karmaşık bir hale getiriyor.
Eğer limanlarımız ve havaalanlarımız uluslararası düzeyde açılsaydı, adada meydana gelen bu tür olayların artışını nasıl yönetirdik, bu gerçek bir muamma.
Geçmişe baktığımızda, adaya gelen kişilerin büyük çoğunluğunun hırsızlık ve dolandırıcılık amaçlı olduğunu görmekteyiz.
Bu suçlar, zaman zaman yerel halkı da mağdur etmekte ve toplumun güvenliğini tehdit etmektedir.
Ancak son yıllarda, KKTC, sadece basit suçlarla değil, aynı zamanda organize suç gruplarının ve tetikçilerin gözdesi haline gelmiştir.
Bu durum, adada yaşanan güvenlik sorunlarını daha da derinleştirmiştir.
Sadece birkaç yıl içinde yaşanan suç olayları, adanın güvenlik kuvvetlerinin ne kadar yetersiz kaldığını ortaya koymakta.
Mevcut durum, sorumluluk alacak bir iradenin eksikliği ve etkin kontrol mekanizmalarının yetersizliğidir.
Artık kaç tane suç vakası yaşandığını tutamaz hale geldik; bu, toplumda büyük bir güvensizlik yaratmakta.
Gerçekten de bu haliyle, başıboşluk içinde kaybolmuş bir güvenlik anlayışı ile karşı karşıyayız.
Böylesine karmaşık bir sorunu çözmek için, hem adanın güvenliğini artıracak önlemler alınmalı hem de kurumsal yapılar güçlendirilmelidir.
Hem yerel yönetimler hem de merkezi hükümet, birlikte çalışarak adayı daha güvenli bir hale getirme sorumluluğunu üstlenmelidir.
Aksi halde, KKTC’nin sadece suçluların uğrak yeri olarak anılması riski her geçen gün daha da artmaktadır.
Zaman, bu sorunlara çözüm geliştirmek için acil bir eylem planı oluşturma zamanıdır.
Herkesin katkıda bulunacağı, suçla mücadelede etkili stratejilerin belirlenmesi gerekmektedir.
YAZIYA YORUM KAT