1. YAZARLAR

  2. Muhammet Gözay

  3. Kıbrıs Türk Siyasetinde Kutuplaşma: Erhan Arıklı’nın Stratejileri ve Sonuçları
Muhammet Gözay

Muhammet Gözay

Yazarın Tüm Yazıları >

Kıbrıs Türk Siyasetinde Kutuplaşma: Erhan Arıklı’nın Stratejileri ve Sonuçları

A+A-

Kıbrıs Türk toplumunda siyasi dinamikler hızla değişirken, Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Erhan Arıklı’nın tutumu ve söylemleri, tamamıyla ayrışmaya dayalı bir siyasetin açık bir örneğini sergiliyor. 

Arıklı'nın, özellikle Denktaş ile Akıncı'nın, Ahmet Serdaroğlu ile Selma Eylem’in bir araya gelmesine yönelik tepkisi, onun siyasal düşünce yapısını, ötekileştirme stratejilerini ve kutuplaştırıcı dilini gösteriyor. Bu durum, Kıbrıs Türk toplumunun siyasi geleceği ve toplumsal barış açısından kaygı verici bir tablo çizmektedir.
Arıklı’nın politikası, sık sık kavga, nefret ve düşmanlık üzerine inşa edilmiş durumda. İfadesiz bir şekilde sürekli bu temaları tekrarlayarak, toplumda bir kutuplaşma yaratmaya çalışıyor. Bu durum, yalnızca kişisel bir kin ya da hazımsızlık göstergesi değil, aynı zamanda, toplumsal bir çatışmanın derinleşmesine neden olabilecek bir strateji olarak değerlendirilebilir. 
Kendisi ve partisi için esas beslenme kaynağı, muhalefetle sürekli bir çatışma içinde olmaktır. 

Arıklı, rakiplerin bir araya gelmesini hazmedememekte; bu da onun politikalarının sağlıklı bir zemin üzerinde inşa edilmediğinin bir göstergesidir. Onun için çözüm önerileri, uzlaşı ve diyalog yerine, düşmanlık ve kutuplaşma odaklı bir yaklaşım sergilemekte.
Arıklı'nın siyasi çabası, en başta bir eksiklik ve boşluk içeriyor. Gerçek bir politika üretmek yerine, zamanını ve enerjisini kaos yaratma üzerine harcıyor. Bu çerçevede, Elçi ile flört edip oy devşirmek gibi kısa vadeli hedeflerle, kalıcı ve yapılandırıcı bir siyaset geliştirmesi mümkün görünmemektedir. 
Ancak, eleştirilerini yönlendirdiği kitleler arasında bile zamanla bir destek kaybı yaşandığı aşikar. 

Kıbrıs Türk toplumunun farklı sosyal dinamiklerini ve gerçeklerinden kopuk bir şekilde hareket etmesi, YDP’nin kendi tabanına dahi sorun çıkarmaya başlamıştır. YDP'lilerin bile Arıklı'nın sert ve kutuplaştırıcı söylemlerine karşı mesafeli durması, onun gelecekteki siyasi hareketliliği için tehlike çanlarını çalmaktadır.
Erhan Arıklı’nın bu çıkışları, kısa vadede belki dikkat çekebilir; ancak uzun vadede sonuçları çok daha yıkıcı olabilir. 

Türkiye’deki politika dinamikleri de bu durumu etkileyecek unsurlar arasında. Türkiye’de mevcut iktidarın değişme ihtimali, Kıbrıs’ta da belirli bir güvensizlik ortamı yaratmış durumda. 

Türkiye'deki “reis”in gidişiyle birlikte, Arıklı'nın geleceği de belirsiz bir hale gelebilir. 
Her ne kadar şu anki bazı söylemlerle kendini güçlü göstermeye çalışsa da, gerçekleri görmezden gelerek bu tür bir siyasetin sürdürülebilir olduğunu düşünmek oldukça naif olur. 

Kıbrıs Türk toplumunun, geçmişten gelen deneyimleri ve bu deneyimlere dayanarak oluşturacağı yeni toplumsal tahayyüller, Arıklı’nın daraltıcı ve dışlayıcı siyaset anlayışının çok daha ötesinde bir gelişim sürecine girebilir.
Sonuç olarak, Erhan Arıklı’nın kutuplaştırıcı siyasetinin, sadece bireysel bir Mücadele değil, Kıbrıs Türk toplumu için de ciddi bir tehlike sunduğu aşikardır. 

Kıbrıs Türk toplumunun geleceği, sadece siyasi figürlerin kişisel hırsları ve nefretleri üzerinden şekillenmeyecek; tam tersine, birlik ve beraberlik ruhuyla inşa edilmeye çalışılan bir yapıda anlam bulacaktır. 

Kıbrıs’ın tarihsel bağlamında, ortak yaşam kültürü ve hoşgörü anlayışının yeniden gözden geçirilmesi, Arıklı'nın gidişatından çok daha hayati bir öneme sahiptir. 

Sosyal barışı sağlamak için yeni bir dil, yeni bir anlayış ve diyalog gereklidir; yoksa yalnızca çatışmanın, düşmanlığın ve kinin egemen olduğu bir politik ortamda, toplumsal huzuru sağlamak mümkün değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.