Son günlerde basında yer alan olaylar, Türkiye’den Kıbrıs’a gelen bazı kişilerin içki çalmak için yakalanmasıyla dikkat çekti. 

Bu olay, sadece bireysel bir suç olarak değil, aynı zamanda büyük bir sorunun parçası olarak değerlendirilmelidir. 

"Tetikçi turizmi" terimi gibi, Kıbrıs’ın turizm kimliği artık oldukça karmaşık bir hale gelmiş durumda. 

Turist olarak gelen ancak aslında suç işlemek veya kaçak işlerle uğraşmak amacı güden kişiler arasındaki sınırlar giderek belirsizleşiyor. 

Bu durum, sadece Türkiye ile Kıbrıs arasındaki geçişlerde yaşanan sorunlar değil, aynı zamanda adanın içindeki güvenlik ve toplumsal düzen için de ciddi bir tehdit oluşturuyor. 

Adi suçlardaki kontrolsüz artış, hem yerel halkı hem de buraya gelenleri tehdit ederken, güvenlik güçlerinin bu olayları önlemedeki yetersizliği endişe verici. 

Hükümetler ekonomik büyümeyi teşvik etmek için sınırları açma, turizmi destekleme ve yabancı yatırım çekme politikaları izliyor. Ancak bu politikaların, suç teşkil eden faaliyetleri de beraberinde getirdiği anlaşılıyor. 

Ekonomi büyürken, kontrol edilemeyen enflasyon ve pahalılık da artıyor. 

Ekonomik olarak refah içinde olduğu düşünülen bir toplum, aslında karanlık bir yüz yüzleşmek durumunda kalıyor. 

Kıbrıs Türkü, bu karmaşık durumun içinde kaybolmuş durumda. 

Bir yandan lüks araçlar ve göze çarpan zenginlikler, diğer yandan güvenlik sorunları ve sosyal adaletin kaybolması, bir çelişki yaratıyor. 

Kara para aklama faaliyetlerinin yaygınlaşması, ülke imajını da zedeleyerek hem yerel halkın yaşam kalitesini düşürüyor hem de uluslararası alanda itibar kaybına neden oluyor. 

Bu çerçevede, "Nereye gidiyoruz?" sorusu giderek daha da önemli hale geliyor. Ekonomik büyüme sağlarken, güvenlik ve sosyal istikrarın sağlanamaması, toplumun huzurunu tehdit ediyor. 

"Yolun sonunda bir ışık var mı?" sorusu, bu koşullarda gittikçe zorlaşan bir muamma hâline geliyor. 

Toplum olarak, hangi yöne gideceğimiz ve bu gidişatın sonuçlarının neler olacağı konusunda kafa yormamız elzem. 

Sonuç olarak, Türkiye ile Kıbrıs arasındaki dinamik ve karmaşık ilişkiler, yalnızca ekonomik büyüme fırsatları sunmakla kalmayıp, aynı zamanda güvenlik ve sosyal problemleri de beraberinde getiriyor. 

Bu durum, toplumun geleceği için önemli bir tehdit oluşturmakta ve bu bağlamda acil ve sürdürülebilir çözümler gerekmektedir.