1. YAZARLAR

  2. Zafer Kurtuluş

  3. Konuş ey bakan Besim, konuş!
Zafer Kurtuluş

Zafer Kurtuluş

Yazarın Tüm Yazıları >

Konuş ey bakan Besim, konuş!

A+A-

Sağlık kontrolü için biri-iki test yaptırmam gerekiyordu. Sabahleyin kalktım Girne Akçiçek devlet hastanesinin yolunu tutum. Sabah kalkıp gitmeme rağmen yine de orası kalabalıktı. Íyi ki sabah gelmişim. Yoksa gecikmiş olsaydım, tahlil yaptıramadan dönmüş olacaktım.
Hastane çok kalabalık, nüfus söyledikleri kadar değil anlaşılan. Bu kalabalığa baktığım zaman bizleri idare eden tüm yetkililer nüfus konusunda yalan söylemiş oluyorlar. Ben gördüğüm kalabalığa bakarım. Bu kalabalık da onların bahsettikleri nüfusu ortaya çıkarmaz. 
Yani nüfus konusunda yalan söylüyorlar.
Her neyse.
Gelelim hastanedeki yaşadıklarımızın acı gerçeğine.
Tahlil yaptık ya biraz da orada oyalanma fırsatı buldum tanıdık arkadaşlar ile sohbet ederek. 
Hastanenin durumunu gözlerimiz ile görerek ve de bire bir de orada bulunmak suretiyle yaşamış oluyoruz. Nasıl derler kulaktan duyumlar ile değil, görerek orada yaşayarak konuşacaksın. Bizlerde işte bu şekilde orada bulunduk. Hastanenin gerçekten de durumu iyi değildi. Gerek hijyen konusu olsun, gerekse verilecek tedavi konusu. Bakınız tuvaletler temiz değil. Dezenfekte olayı yok! içerisi kokuyor! Yine aynı zamanda servisin içerisi temiz hijyen görünümünde değildir. Bunlar bir sağlık veren yerin dikkat etmesi ve her zamanda temiz olması gerekmektedir. Bundan bir yıl önce bir arkadaşın rahatsızlığı nedeniyle güneyde Lefkoşa da yer alan Makarios hastanesine gitmiştim. Íçeriye girer girmez gözlerim oranın temizliğini gördü. Hijyenik oluşu hastanenin kokusundan ortaya çıkmıştı. Oysa biz de bir gün bile buna tanık olduğumuz devlet hastanesini görmedik. Bundan sonra da görmemiz mümkün değildir. 
Evet geçelim bu temizlik konusunu ve gelelim doktorların geliş saatlerine. Her bir doktor farklı farklı saatlerde muayeneye başlıyor. 
Bu ne sorumsuzluk değil mi? 
Buranın hastane amiri ne yapıyor, bunları görmüyor mu? 
Yoksa kendisi de farklı saatlerde geldiği için ses mi çıkarmıyor? 
Bilemeyiz tabi ki!
Gelen doktor gerekli kontrol muayeneye yapıyor derseniz çıkan hastaların konuşmaları ile ortaya çıkıyor. 
Doktor soruyor: " neyin var?" diye. Hasta, yaklaşık bir hafta "ateşim var, iştahım yok ve halsiz takatsızım" diyor. Buna karşılık birkaç ilaç yazıp gönderiyor. Ne bir kalbe bakmak, ciğerleri dinlemek ya da tansiyon kontrolü yapılmıyor. Sadece konuşarak tedavi yapılıyor ve birkaç ilaç o kadar. Yani yapması gereken herhangi bir tahlil dahi yapılmıyor. 
Bu şekilde sağlık olur mu? 
Bu şekilde tedavi olur mu?
Gelelim ilaçlar konusuna sevgili okuyucular, sanırım sizlerde biliyorsunuz hastanelerde ilaçların olmadığı ve hasta insanların dışarıdan para karşılığı ilaç almak mecburiyetinde kalmış olmalarına. Peki parası olan alacak, ya olmayan hasta ne yapacak?
Bu şekilde sağlık mı olur?
Sağlık bakanlığı hastanelerde gerekli ilaçları tedarik etmeyecek ve sağlığımız korunmuş olacak.
Böyle şey mi olur?
Şeker hastaları insülin bulamıyor.
Yine tansiyon ilacı yok.
Bunun yanında şeker hapları maalesef onlarda bulunmuyor. 
Yani kısacası ilaç diye bir şey yok, o şifa verecek devletin hastanelerinde!
Nereye gidiyor peki yatırılmış olan o sigorta sağlık primleri?
Bakan Besim bunu açıklasın.
Her ay sigorta paraları nereye akıyor?
Vatandaş verdiğinin karşılığını alamıyor.
Bunun hesabını bakan açıklasın.
Paraları nereye gidiyor bu insanların?

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.